Kazanmak için ölmesi gerekiyorsa, korkmadan ve pişmanlık duymadan ölür. | Open Subtitles | إذا تطلب النصر أن يضحي بحياته فلن يتردد, بلا خوف أو ندم. |
Kazanmak için ölmesi gerekiyorsa, korkmadan ve pismanlik duymadan ölür. | Open Subtitles | إذا تطلب النصر أن يضحي بحياته فلن يتردد, بلا خوف أو ندم. |
Parayı bulan, halkını kurtarmak için kendi hayatını feda edecek. | Open Subtitles | وقد أخفيت في أحداها عملة معدنية من يجدها يجب أن يضحي بحياته |
ÜIkesi için hayatını feda etmeye istekli bir adam. | Open Subtitles | الشخص مستعد أن يضحي بحياته من أجل دولته |
Kiliseyi eski görkemine kavuşturmak için canını verecek birisini arıyormuşsunuz. | Open Subtitles | تبحث عن شخص يضحي بحياته ليعيد المجد الى كنيستنا. |
Benim için hayatını verecek tek adamım bile yok. çok şanslısın. | Open Subtitles | أنا لو كان عندي رجل واحد مستعد أن يضحي بحياته من أجلي |
Başkası için kendi hayatını feda eden birini gördüm. | Open Subtitles | رأيت رجلاً يضحي بحياته .قرباناً لآخر |
Çünkü Medusa'nın iyileşmesi için Herkül'ün hayatını feda etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لأنه يتطلّب من (هرقل) أنْ (يضحي بحياته لأجل (ميدوسا |
Senin için hayatını feda ederken, | Open Subtitles | ،بينما يضحي بحياته من أجلك |
Derim ki bence Frank Castle başkalarının hayatlarını kurtarmak için kendi hayatını feda edebilecek bir adam. | Open Subtitles | سأقول (فرانك كاسل) رجلاً الذي قد يضحي بحياته بكل سرور كي يبقي الآخرون آمنون |
Başkaları için canını ortaya koyan bir adamın yüreğini hissettim. | Open Subtitles | شعرت بقلب انسان مستعد ان يضحي بحياته للأخرين |
Başkaları için canını ortaya koyan bir adamın yüreğini hissettim. | Open Subtitles | شعرت بقلب رجل على استعداد... أن يضحي بحياته من أجل الآخرين |
Patronlarını yalamak için hayatını riske atmaya hazır biri. | Open Subtitles | إنه مستعد أن يضحي بحياته مقابل أن يتملق الرؤساء. |
Sizin için kendi hayatını erkenden ortaya koydu. | Open Subtitles | لقد كان مستعدا أن يضحي بحياته فيما مضى من أجلكم يا رفاق. |