Unutma, ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar, sakın saldırının ne zaman başlayacağını söyleme. | Open Subtitles | تذكري فقط، لا تشيري متى إشارة الغزو ستُطلق مهما يكن كيف يضغطون بشدة |
Tel örgülere baskı yapmalarına izin veremeyiz. Haftada bir çıkıp cesetleri temizliyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا تركهم يضغطون على السياج، نخرج لهناك مرّة أسبوعيًّا ونواري الجثث. |
Tel örgülere baskı yapmalarına izin veremeyiz. Haftada bir çıkıp cesetleri temizliyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا تركهم يضغطون على السياج، نخرج لهناك مرّة أسبوعيًّا ونواري الجثث. |
Bu okulun en sevdiğim yanı da bu. Çocukları sınırlarına kadar zorluyorlar. | Open Subtitles | هذا ما أعشقه عن هذه المدرسة أنهم يضغطون على الأطفال |
Meteorlar atmosfere temas ettiğinde önlerindeki havayı sıkıştırırlar. | Open Subtitles | عندما تضرب النيازك الغلاف الجوي، يضغطون الهواء أمامهم |
Konsolosluğa yapılan saldırı hakkında bizi hâlâ sıkıştırıyorlar mı? | Open Subtitles | إذاً لازالوا يضغطون علينا بشأن الهجوم على القنصلية الصينية؟ |
Benim tek dediğim, kimsenin seni itip kakmasına izin verme. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو ألا تجعل هؤلاء الناس يضغطون عليك |
Ayrıca Eddie Weese ve Millie Dupree'ye baskı yapıyorlar. | Open Subtitles | وهم يضغطون على الآخرين إيدي ويس وميلي دوبري وقد أحرقوا منزلي الليلة |
Çok genç yaşta evlendim, yani, demek istediğim, onlar bana baskı yapmıyordu, toplum yapıyordu baskıyı... | Open Subtitles | تزوجت وأنا صغيرة جدا، أنا أعنى أنهم لم يكونوا يضغطون على المجتمع هو من ضغط على |
Korkarım ki şu an Ruslar başı çekiyor. Birleşmiş Milletler'e baskı yapıyor. | Open Subtitles | الروسيون يتولون ذلك إنهم يضغطون على الولايات المتحدة من أجل العقوبات |
Papa ve de Gaulle Debray için baskı yapıyorlar. | Open Subtitles | البـابا و ديغـول يضغطون علينا من اجل ديبـاري. |
Papa ve de Gaulle Debray için baskı yapıyorlar. | Open Subtitles | البـابا و ديغـول يضغطون علينا من اجل ديبـاري. |
baskı altında olduğunu biliyorum ama o kadar da şaşırdığımı söyleyemem. | Open Subtitles | انظر، أنا أتفهم أنهم يضغطون عليك ،ولكن يجب أن أخبرك بأنني حقاً لست متفاجئاً |
Ama onların seni kabullenmesini çok istediğinden üzerinde baskı kurmalarına izin veriyorsun. | Open Subtitles | ولكنكِ تدعين هؤلاء الاشخاص يضغطون عليكِ لآنكِ يائسه جدآ من أجل أن يقبلونكِ |
Tesisimize girmek için senatöre baskı kuruyorlar. | Open Subtitles | انهم يضغطون على السيناتور لمنحهم الإذن بدخول مؤستتنا |
S.A.T. sonucunu öğrendi ve ona erken kayıt için baskı yapıyorlar. | Open Subtitles | بشأن معدلها الذي حققته في إمتحان دخول الجامعة، وهم يضغطون عليها لأجل إلتحاق مبكر بهم. |
Zaferimizi kabul etmesi için zorluyorlar anlamına geliyor bu. | Open Subtitles | انهم يضغطون عليه ليتقبل انتصارنا |
Sana söylüyorum, onu istemediği bir şeyi yapmaya zorluyorlar. | Open Subtitles | ...دعني أؤكد لكَ كانوا يضغطون عليها, لكي تفعل شيء لا تريدهُ |
Derin uykuda ve çaresiz, hareket edemediğimiz zaman, bize saldırırlar, sıkıştırırlar, boğarlar. | Open Subtitles | نغطّ بنومٍ عميق و بلا قوّة حين لا يكون بوسعنا الحراك يجثمون علينا , يضغطون علينا و يخنقوننا |
Ve sonra seni ek para için sıkıştırırlar. Kitap parası vb... | Open Subtitles | ثمّ بعدها يضغطون عليك من أجل دفع أموال إضافية عبر معارض الكتب والمزادات الصامتة |
Bak, bu sıcak hava balonu için beni epey sıkıştırıyorlar... | Open Subtitles | انهم يضغطون علي علي حقا بشأن ذلك المنطاد |
-Beni sıkıştırıyorlar. -Kim? | Open Subtitles | إنهم يضغطون علي من؟ |
İnsanları itip kakmaya, kasabaya hükmetmeye başladılar... | Open Subtitles | بدأو يضغطون على الناس ويستولون على البلدة |