İçerisi ile iyi anlaşan, doğru Soruları soran, onları destekleyen ve olayının nedenini ortaya çıkartacak birisine. | Open Subtitles | يطرح الأسئلة الصحيحة، يطعم نفسه، ويكتشف حقيقة ما جرى. |
Soruları soran ben olsaydım onu konuşturabilirdik. | Open Subtitles | كنّا سنفعل لو كنت الشخص الذي يطرح الأسئلة. |
İsteyeceği son şey, burada ne yaptığımız hakkında Sorular soran bir polis. | Open Subtitles | آخر ما يريده هو شرطي يحشر أنفه و يطرح الأسئلة حول ما نقوم به |
O halde silahlarımdan birinin kovanlarıyla benim kulübümde Sorular soran bu adam ne oluyor? | Open Subtitles | إذاًلماذاهنالكرجل هنا ... معه بعض الرصاصات من أحد أسلحتي يطرح الأسئلة ؟ |
Soruları ben sorarım. Neler yapabilirsin? | Open Subtitles | أنا مَن يطرح الأسئلة وماذا يمكنك القيام به؟ |
Duyduğuma göre departmanın hâlâ sorguluyormuş. | Open Subtitles | -أسمع أنّ قسمكَ لا يزال يطرح الأسئلة . |
Yanlış sorular soruyordu. | Open Subtitles | كان يطرح الأسئلة الخاطئة |
- Yani onu konuşturmalıyız. Soruları soran ben olsaydım onu konuşturabilirdik. | Open Subtitles | كنّا سنفعل لو كنت الشخص الذي يطرح الأسئلة. |
Burada Soruları soran tek kişinin ben olduğumu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنني الشخص الذي يطرح الأسئلة هنا |
Ve yarın kendini amcanla beraber Tayland'da bir hücrede bulursun. Soruları soran da ben olmam. | Open Subtitles | وغداً ستجلس مع عمُك في زنزانة في "تايلند" ولن يكن أنا من يطرح الأسئلة |
Soruları soran sensin. | Open Subtitles | . أنت هو من يطرح الأسئلة |
Sorular soran bir adam var. | Open Subtitles | هناك رجل يطرح الأسئلة |
Ayrıca silahım da var o yüzden soruları ben sorarım ve sorum şu ki neden bana yardımcı olmuyorsun? | Open Subtitles | لذا أنا من يطرح الأسئلة و السؤال هو: لماذا لا تساعدني ؟ |
Genelde soruları ben sorarım. | Open Subtitles | عادة أنا الشخص الذي يطرح الأسئلة |
Duyduğuma göre departmanın hâlâ sorguluyormuş. | Open Subtitles | -أسمع أنّ قسمكَ لا يزال يطرح الأسئلة . |
Lodz kasabada sorular soruyordu. | Open Subtitles | كان (لودز) في البلدة يطرح الأسئلة. |