Ama bir süredir annemlerle konuşuyorum ve eve dönmem gerektiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | لكن كنت أتحدّث مع والديَّ, و يظنّون أن عليهَّ الذهاب للديار. |
Güvende olacaklarını düşünüyorlar, komutanım. | Open Subtitles | استمع إلى الكابتن يظنّون أنّهم سيكونون فى أمان معنا يا سيّدي |
Bu aptallar koniyi kontrol edeceklerini sanıyorlar ama edemezler. | Open Subtitles | هؤلاء الحمقى يظنّون أنّهم سيتحكمون في المخروط، لكنّهم لن يستطيعوا ذلك. |
O insanlar sadece iş arkadaşları değil aynı zamanda ailemdi benim şimdi onlara ihanet ettiğimi sanıyorlar. | Open Subtitles | أولئك الناس ليسوا زملاء عمل فحسب، بل هم بمنزلة عائلتي. وهم يظنّون الآن أنّي قد خنتُهم. |
Ve ofisimdeki adi heriflerden nefret ediyorum, ...kazandıkları paranın onları adileştirdiğini düşünen adi herifler. | Open Subtitles | وأكره الحمقى العاملين بمكتبي ..الذين يظنّون أنّ ما يكسبوه من المال هو ما يجعل لهم قيمة |
Evet, adamım. Ya katilin içimizden biri olduğunu düşünüyorlarsa? | Open Subtitles | أجل يا رجل، ماذا لو كانوا يظنّون أن أحدنا هو القاتل؟ |
Bütün çocuklar yanına kar kaldığını sanır. | Open Subtitles | . كلُّ الأطفال يظنّون أنّهم سينجون بفعلتهم |
Bizimle güvende olacaklarına inanıyorlar, Efendim! | Open Subtitles | استمع إلى الكابتن يظنّون أنّهم سيكونون فى أمان معنا يا سيّدي |
Yaşlılar ona birşey olduğunu düşünüyorlar, birisi kaleyi içten fethetti. | Open Subtitles | الشيوخ يظنّون أن هناك شيئاً ما قد حصل له أن أحدهم قد استولى على القلعة من الدّاخل |
Çok uyuyorum. Depresyonda olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أنا أنامُ كثيرًا مؤخّرًا يظنّون أنّني مكتبئة |
Daha önce bizimle çalıştıklarında sen vardın o yüzden senin yaptıkları işi iyi bildiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | وبما أنك كنت هنا عندما كانوا هنا، يظنّون بأنك تفقه بشركتهم. |
Hayır, onlar senin bir şeyler bildiğini düşünüyorlar. Ama senin hiç bir şey bilmediğini bilmiyorlar. | Open Subtitles | كلّا، هم يظنّون أنّكِ تعلمين شيئاً ما لكنّهم لا يعلمون أنّكِ لا تعلمينَ أيّ شيء |
Cesedi bulunamadığı için kayıp olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنّون بأنّه قد إختفى فحسب بما أنّهم لم يعثروا على جثّته |
Çünkü zenginler siktiri boktanlar. Herkesten daha iyi olduklarını sanıyorlar ve genellikle de siktiri boktan tipler. | Open Subtitles | أجل، لأنّ الأغنياء مقزّزون، يظنّون أنّهم أفضل من أي أحدٍ آخـر، وهم أصلاً مقزّزون. |
Onlara kim olduğunu söyleme. O çocuğu sen sanıyorlar. | Open Subtitles | لا تخبرهم بهويّتك إنّهم يظنّون بأنّ الطّفل هو أنت |
Belki de öldüğünü sanıyorlar. Onlara haber vermen gerek. | Open Subtitles | ربّما يظنّون بأنّك ميّتة عليك أن تعلميهم، صحيح؟ |
Ben sadece, dünyanın kendilerine iyilik borçlu olduklarını düşünen insanlara karşıyım. | Open Subtitles | لا أتفق مع الناس الذين يظنّون أنهم مدينين للعالم بخدمة |
Onlar, kitapların eski havasını tekrar kazandığını düşünen çocuklar sadece. | Open Subtitles | إنّهم مجرّد أطفال يظنّون العودة للكتب أمرٌ رائع |
Ya içimizden birinin katil olduğunu düşünüyorlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو كانوا يظنّون أن أحدنا هو القاتل؟ |
Bırakıp gideceğimizi düşünüyorlarsa akıllarını kaçırmışlar demektir. | Open Subtitles | يظنّون أننا سنتركه لقد جُنّوا |
Çoğu insan bu işi katıksız heyecandan ibaret sanır. | Open Subtitles | مُعظم الناس يظنّون أنّ هذا العمل مُجرّد إثارة خالصة. |
Bunun baştan çıkarıcı olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | يظنّون أن ذلك يعطيهم نوعاً من الوقار. |
Hatta ondan kurtulduklarını, kazandıklarını düşündükleri zaman bile bir yolunu bulur. | Open Subtitles | حتّى عندما يظنّون أنّه هُزم و هم انتصروا، يجد طريقة |