Genelde tüm cevaplara sahip olduklarını düşünüyorlar. | TED | فهنّ يعتقدن أحيانًا أنهنّ يملكن جميع الأجوبة. |
Onun hakkında rahat ve eğlenceli biri olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أعني، أنهن يعتقدن بأنه أفضل رجل على الإطلاق |
Kocalarının asla dikkat etmediğini düşünen kadınlar için bir şakadır. | Open Subtitles | إنها دعابة للنساء اللاتي يعتقدن بأن أزواجهن لا يعرنهن إنتباههم |
Bunun müthiş olduğunu düşünen o garip kadın ile hastanız olan 16 kadın hariç. | Open Subtitles | باستثناء الحالات التي يعتقدن أنّها مجرد ورم، وهؤلاء النسوة الستة عشر هُنّ مرضاك. |
Kadınlar her zaman seslerini ne kadar alçaltırlarsa o kadar seksi olduklarını düşünürler. | Open Subtitles | مرحى، مرحى فالنساء دائماً يعتقدن أنه كلما خفُت صوتهم أثناء الحديث، كلما بدوا أكثر جمالاً |
Fransız kızları bizim egzotik eşyalar olduğumuzu düşünür. | Open Subtitles | الفتيات الفرنسيات ، يعتقدن بأننا سلع مثيرة |
Bu kızların hepsi de mani-pediyi Latince bir hitap sanan çirkin zavallılar. | Open Subtitles | هولاء الفتيات كلهن فاشلات وقبيحات يعتقدن ان العناية بالبشرة هي نوع من التحية الاتينية |
Kadınlar genellikle seks ile aşkın aynı şey olduğunu sanırlar. | Open Subtitles | النساء غالبا ما يعتقدن أن الجنس والحب هما نفس الشيء |
Çok uzun olduğumu, incinemeyeceğimi düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدن بأني طويل جداً وأن مشاعري لا تتأذى |
Kimsenin asılmayacağı bir gece geçireceklerini düşünüyorlar. | Open Subtitles | هن يعتقدن انهن سيخرجن . من دون التعرض لهن |
Arkadaşlarım bana haksızlık ettiğini, - Bu yüzden seninde özür dilemen gerektiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | صديقاتي يعتقدن انك كنت مخطئاً ايضاً |
Senin kim olduğunu bildiklerini düşünüyorlar ama yanılıyorlar. | Open Subtitles | يعتقدن بأنهن يعرفونك لكنهم مخطئـين |
Onları koruyamayacağımızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدن بأننا لا يمكننا مساعدتهن. |
Ben de kendimi alkole verip bir senaristin onlara iş vereceğini düşünen genç kadınlarla takılmaya başlayınca Alex'i aramayı bıraktım gibi bir şey. | Open Subtitles | وكنت أعاقر الخمرة كثيراً وأواعد ممثلاث شابات يعتقدن أن الكاتب يإمكانه أن يدبر لهم عملاً |
Öyle muamele görmesi gerektiğini düşünen kızları incitiyor. | Open Subtitles | تؤذي الفتيات اللواتي يعتقدن أنهم بحاجة ليضاجعوا مثل ذلك |
İstediğim son şey, tankini ve geniş külot giymenin normal olduğunu düşünen kadınlardan birine dönüşmek. | Open Subtitles | اخر شيئ اريده ان اصبح واحدة من تلك النسوة اللائي يعتقدن انه لا بأس ان تبدأ في ارتداء ملابس السباحة والملابس الداخلية العريضة |
Profesyonel kadınlar sadece beyinden ibaret olduğunu düşünürler ve yaptıklarını önemsemezler | Open Subtitles | نساء خبيرات يعتقدن أنَّ كل شيئ بالأفكار، و يتجاهلن الفعل |
Bu iyi, Bu kızlar basına bu tarz açıklama yapmanın bi işe yarayacağını düşünürler ve sonunda bir işe yaramaz, ucuz oldukları ortaya çıkar. | Open Subtitles | هذا جيّد. هذه الفتيات دائمًا يعتقدن أنّه ،سيساعد لو تحدّثوا للصحافة .وفي كلّ مرّةٍ يخرجن للصحافة يبدُنَّ وضيعات |
ve sabah suçluluk duygusuyla uyanırlar, ve konuşarak saygınlıklarını kurtarabileceklerini düşünürler. | Open Subtitles | و يستيقظن في الصباح ... مثقلاتبالذنب... و يعتقدن أن بإمكانهن أن يستعدن فضيلتهن ... |
Kadınlar her şeye sahip olacağını düşünür. | Open Subtitles | تعرفين . ان النساء يعتقدن انهن سيكون لديهن الوقت |
Diğer kızlar ne düşünür kimin umurunda? | Open Subtitles | لا نهتمُ بم يعتقدن الفتيات الحقيرات |
Her tanıştığı kişinin kendi ruh ikizi olduğunu sanan insanlardan biri olmadığına sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرور، من أنّكِ لستِ واحدةً من تلك الفتيات اللّواتي يعتقدن أنَّ كلَّ رجلٍ يقابلانه سيكون رفيق الرّوح. |
Kadınlar onları saç renlerine ve benzer şekilde ayırdığımızı sanırlar, değil mi? | Open Subtitles | النساء دائماً يعتقدن أننا نصنفهن حسب لون شعرهن أو... ، أليس كذلك؟ |