| Onun da işine geliyor. Karşısına çıkan harika bir fırsat olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | . المالك تفهم ذلك يعتقد أنني أعظم شيء بعد شرائح الخبز |
| - İlişkimiz yok. O evli. Sadece güzel olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | نحن لا علاقة بيننا إنه رجل متزوج إنه فقط يعتقد أنني إنسانة نظيفة |
| Herkes benim kara koyun olduğumu sanıyor. Onlara kara koyunun ne yapabileceğini göstereceğim. | Open Subtitles | الجميع يعتقد أنني الخاروف الأسود، سأريهم ما بإمكانه أن يفعل |
| Benin bir işe ihtiyacım olduğunu düşünüyor. Bir adam böyle yapar. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنني بحاجة للعودة إلى وظيفتي هذا ما يفعله الرجل |
| Evet, ama artık, bunu, sadece beni düşündüğü için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | نعم ، لكني عَرفت الآن أنه كان يعتقد أنني كذلك |
| Başkan'ın, kendisiyle konuşurken öleceğimi düşünmesini istemedim. | Open Subtitles | لم أُرد الرئيس أن يعتقد أنني سأموت بينما هو يتحدث إليّ |
| Çünkü gitmeyeceğimi sandı. Ondan sonra baba-oğul gezisi yapmadık. | Open Subtitles | لأنه لم يعتقد أنني سأذهب لم نذهب قط إلى أي رحلة أخرى كأب وابنه |
| Bunun özel olduğunu, benim özel olduğumu düşünen birine kaybetmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أخسرها لشخص يعتقد أنها مميزة شخص يعتقد أنني مميزة |
| Eubie Blake dünyadaki en iyi gitarist olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | يوبي بليك يعتقد أنني أفضل عازف غيتار في العالم إضافة إلى ذلك يوبيبليك. ملحنوشاعرغنائيو عازفبيانولموسيقىالجاز: : |
| Herkes çok narin ve masum olduğumu düşünüyor. Erkekler buna bayılıyor. | Open Subtitles | كل شخص يعتقد أنني هشة وبريئة الرجال يحبون هذا |
| Sen de Lex gibi konuştun. Lana'nın gitme sebebinin ben olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | أنت تتحدث مثل ليكس إنه يعتقد أنني سبب رحيل لانا |
| Bu sıradalar oldukça gergin olduğumu düşünüyor. Jaguar'ı çizdiğin için de sağ ol bu arada. Özür dilerim. | Open Subtitles | هو يعتقد أنني تعرضت للكثير من الاجهاد مؤخراً بالمناسبة شكراً لخدشك سيارة الجاغوار |
| Üstelik, tatlı olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | فلا يمكنني أن أنظف غرفتـه بالإضافة إلى أنه يعتقد أنني جميلة |
| "Kudurmuş" Jackson olduğumu sanıyor, değil mi? | Open Subtitles | وهو يعتقد أنني الهيجان جاكسون، لا يفعل ذلك؟ |
| Ona kızgın olduğumu sanıyor. | Open Subtitles | على ما أخشى يعتقد أنني غاضبة منه |
| Ama tabii, o benim sarhoş olduğumu sanıyor. | Open Subtitles | لكن مرةً أخرى هو يعتقد أنني كنت مخمورة |
| Moral olarak yardımıma ihtiyacı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | معالجة غير مؤهلة ، يعتقد أنني بحاجة للمساعدة ، معنوياً |
| FBI saldırının arkasında benim olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي يعتقد أنني المسئول عن الاختراق |
| Belki de onunla dalga geçeceğimi düşündüğü bir şey yapmıştır. | Open Subtitles | ربّما كان يفعل شيئاً يعتقد أنني سأسخر منه بسببه |
| Kimsenin aklımda bir şey olduğunu düşünmesini istemedim ve kimse onu tanımıyor. | Open Subtitles | لا أريد الأن للجميع أن يعتقد أنني ربما أفكر في شيء ما ولا يوجد أحد يعرف هذا الرجل |
| Kahrolası, beni tekmeleyip kurtulabileceğini sandı. | Open Subtitles | كان يعتقد أنني سأدعه يبرحني ضرباً دون أن أحرك ساكناً |
| Sen bir polissin. Ve benim aptal olduğumu düşünen bir polis fazla uzun yaşamaz. | Open Subtitles | أنت شرطي، والشرطي الذي يعتقد أنني غبي لا يعيش طويلاً |
| Babama asla söyleyemeyeceğim şeyler yapmaya geldik çünkü beni hâlâ cici kız olarak görüyor. | Open Subtitles | نحن جئنا لنفعل الأشياء , التي لا أستطيع أن أخبر أبي بها لأنه يعتقد أنني فتاه جيده |
| Cojones olduğumu düşünmüş. Sonra açıklarım, gidip telefonu aç. | Open Subtitles | يعتقد أنني جريئة، سأفسّر لك لاحقاً، ارفع السمّاعة |