ويكيبيديا

    "يعتمدون على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bel bağlıyor
        
    • güveniyorlar
        
    Şu an pek çok kişi türlü tehditlere karşı bu tip güvenlik önlemlerine bel bağlıyor. Open Subtitles فالأغلبيه الآن يعتمدون على منع إنتشار الأيديولوجيه المعاديه
    İnsan direnişi, savaşın gidişatını değiştirmek için açık gökyüzüne bel bağlıyor. Open Subtitles المقاومة البشرية يعتمدون على سماء صافية لتغيير مسار هذه الحرب
    Bir milyar insan, protein kaynağı olarak sadece mercan kayalıklarında bulunan su ürünlerine bel bağlıyor. Open Subtitles مليار شخصًا يعتمدون على الصيد من مناطق كثيفة الأعشاب المرجانية للحصول على البروتين مليار شخصًا
    İnsanların kısa dönem kâr heveslerine ve uzun dönemde alacakları sonuçları umursamamalarına güveniyorlar. Open Subtitles أنه يعتمدون على البشرية لأخذ منافع قصيرة الأمد، تجابهها تبعات وخيمة طويلة الأمد.
    Dolayısıyla; üretmek için küresel ve birbirlerine bağlı ve bağımlı bir üretici ağına güveniyorlar. TED فهذا يُعني أنهم يعتمدون على أساس عالمي ومترابط؛ مترابط مع الشركات المصنعة لإنتاج هذه المنتجات.
    Bunun için Coca-Cola'nın pazarlamasına güveniyorlar. Peki onların pazarlamasının sırrı ne? TED لذا، فهم يعتمدون على كوكاكولا من ناحية تسويقها. ماهو سرّ التسويق لديهم؟
    İnsanlar birbirlerinin hatalarına bel bağlıyor. Open Subtitles أشخاص يعتمدون على أخطاء الغير
    İnsanlar birbirlerinin hatalarına bel bağlıyor. Open Subtitles أشخاص يعتمدون على أخطاء الغير
    Görünüşe göre yedek takviyesinde sıkıntıları var bu yüzden bizi haklamak için 88 mm.lere güveniyorlar. Open Subtitles لذلك يعتمدون على مدافع الـ 88 مم لإبادتنا
    Sonuçta birbirlerine güveniyorlar, ama hala biri diğerine bağımlı. Open Subtitles انهم يثقون ببعضهم بشكل كامل لكنهم ما زالوا يعتمدون على بعضهم
    Ancak yine de, geçinmek için toprağa güveniyorlar. Open Subtitles لكنّهم مازالوا يعتمدون على الزراعة من أجل العيش
    Bu şekilde tepki göstermek için insanlar üzerinde güveniyorlar. Open Subtitles إنهم يعتمدون على الناس للرد على هذا النحو
    Hükümetlerimiz gecekonduları, arazilere el koymayı ve zorla tahliyeleri meşrulaştırmak için tehdit olarak gösterdiğinde usule uygun evlerde yaşayan insanlara güveniyorlar zimnen ve cahilce onlarla hemfikir olmamız için. TED عندما تُعرف حكوماتنا الأحياء الفقيرة بإنها تهديدات من أجل تبرير الاستيلاء على الأراضي العنيفة أو الإخلاء القسري، إنهم يعتمدون على هؤلاء الذين يعيشون في مساكن رسمية منا لكي ننضم ونتفق معهم دون علم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد