| Güzel. Ev arkadaşım olmasının en sevdiğim yanı bu. | Open Subtitles | جيد، هذا ما يعجبني في الحصول على زميل للسكن |
| Onun en sevdiğim yanı ise... onun çok etkili becerikli ve verimli olması. | Open Subtitles | وما يعجبني في هذا الدور إنه فعّال وكفوء وعنيف جداً |
| Gizemli kadının en sevdiğim özelliklerinden biri de dekorun çok evcil olması. | Open Subtitles | ما يعجبني في المرأة الغامضة هو أن التصوير يجري في بيتها |
| İşte Amerikan istihbaratının en sevdiğim yönü bu... | Open Subtitles | أترى ، هذا ما يعجبني في المخابرات الأمريكية |
| Espri yapmaktaki hoşuma giden şey seyircilerle karşı karşıya olmam. | Open Subtitles | هل تعلمي ما الذي يعجبني في النكت أنها نقية انها مثل الملاكمة رجل لرجل أنت و الجمهور |
| Bence güzel bişey bu, kimse bu kadar kötü olamaz, bu yüzden bu karakter hoşuma gitti | Open Subtitles | لا أحد يمكن أن يكون بهذا السوء ، وهذا ما يعجبني في تلك الشخصية |
| Duvarcı olmanın en sevdiğim yanı hep yeni bir şeyler olması. | Open Subtitles | ما يعجبني في مهنة البنّاء هي أنها دائماً مختلفة |
| -Desmond'ın en sevdiğim yanı, doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmak için her zaman.. | Open Subtitles | ما يعجبني في ديزموند أنه دائماً يبذل كل مافي وسعه |
| Bu marka tuvalet kağıdı ile ilgili en sevdiğim şey ne, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفي ماذا يعجبني في هذا الشعار الخاص بورق المرحاض... |
| Nicky'nin en sevdiğim yanı ne biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف ماهو اكثر شيئ يعجبني في نيكي؟ |
| en sevdiğim bebeğimin adı Lucy ve onun en sevdiğim şeyi bu çılgın, çılgın kızıl saçları. | Open Subtitles | "أول ما يعجبني في "لوسي هو شعرها الأحمر |
| en sevdiğim bebeğimin adı Lucy ve onun en sevdiğim şeyi bu çılgın, çılgın kızıl saçları. | Open Subtitles | "أول ما يعجبني في "لوسي هو شعرها الأحمر |
| Şimdi durup da geriye bakınca; onun yaptığı ve o zaman hoşuma gitmemiş olan her şey, ...aslında benim şu anda korktuğum gibi onun da korkmuş olmasındandı. | Open Subtitles | وأي شيء فعلته ولم يعجبني في ذلك الوقت كان بسبب أنها كانت خائفة مثلما كنت أنا |
| Bu videoda hoşuma giden şey ise burada ilk kez beraber dans ediyor olmaları. Çok kuvvetli bir leadi (yönlendirme rolü) vardı. | TED | الآن ما يعجبني في هذا الفيديو هو أنه في واقع الأمر يعرضهما هما يرقصان معا لأول مرة .. بسبب قيادته. كان لديه قيادة قوية. |