- Evet. Ben aldırmıyorum. Ama galiba karımın hoşuna gitmeyecek. | Open Subtitles | انا لا يهمنى, ولكنى اخشى ان زوجتى قد لا يعجبها.. |
Hizmetçi işi altı yıl önce bırakmış. Mahalle hoşuna gitmemiş. | Open Subtitles | الخادمة استقالت تقريباَ قبل ست سنوات لم يعجبها الحي |
Tabii ki bir tek Britta beğenmedi. | Open Subtitles | بالطبع , الوحيده التي لم يعجبها هذا هي بريتا |
Olabilir. Başka bir dövüş için, bu kadar çabuk gitmemden hiç hoşlanmayacak. | Open Subtitles | ربما, لن يعجبها هذا أنّ أرحل في وقت قريب لمعركة أخرى |
Yani, biraz büyük ama hangi kız biraz büyükten hoşlanmaz ki. | Open Subtitles | أعني أن حجمه أكبر، ما الفتاة التي لا يعجبها حجم أكبر قليلاً؟ |
Kadın yemeğimi veya temizliğimi beğenmezse bana vuruyor. Her gün. | Open Subtitles | عندما لا يعجبها طبخي أو تنظيفي، تقوم بضربي، كل يوم. |
Onun ilgilendiği şeylerle ilgilenmem onun hoşuna gidebilir diye düşündüm. | Open Subtitles | ربما سوف يعجبها لو قرأت كتاباً مما تقرأه هي |
Hem bir koca ona ne yapması gerektiğini söyler ve bu da onun hiç hoşuna gitmez. | Open Subtitles | على اي حال, الزوج سيخبرها بما يجب ان تفعل وهي لن يعجبها ذلك |
Hayır, hoşuna gitmedi o... O iyi vakit geçirmedi. | Open Subtitles | ,لا لم يعجبها الأمر فهي لم تستمتع بوقتها |
Paylaştığınız bağ onun hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | من الواضح انه يعجبها الرابط الخاص الذي تتشاطرانه |
Kıza asılıyordum, o da hoşuna gitmemiş gibi davranıyordu. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أغازلها و إدعت أنها لا يعجبها الأمر |
Onun hoşuna gitmedi tabii ama acil paraya ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | لم يعجبها الأمر لنها بحاجة للمال لأمر هام |
Anneme vermiştim, beğenmedi ve geri verdi. | Open Subtitles | أعطيته لها عندما عرضته على أمي ولم يعجبها |
Oraya gidiyoruz, ve eminim ki görecek ve hoşlanmayacak. | Open Subtitles | . قريباً , وأعلم بأّنها ستراه ولن يعجبها |
Belki bunu bilmek istersin diye düşünmüştüm. Eminim annen bundan hoşlanmaz. | Open Subtitles | فقط اعتقدت أنك ربما ترغب فى معرفه ذلك أنا متأكد أن والدتك لا يعجبها ذلك |
Üzerinde hala aldığımdaki etiketi duruyor yani beğenmezse mağazaya iade edebilirim. | TED | ومازالت العلامة التجارية عليه لكي استطيع ان اعيده الى المخزن في حال لم يعجبها الفستان |
İnsanlar da sevdi hikâyemi. | Open Subtitles | أنه أمر يريحني عاطفيا والناس يبدو أنها يعجبها ما أكتب |
New York'tan bir işadamı bana şöyle dedi: "sevdiği her şeyi ben de sevdim." | TED | و كما قال لي رجل أعمال من نيويورك أي شئ يعجبها يعجبني |
Milyon dolarlardan mı yoksa bir gecelik popülerlikten mi hoşlanmıyor? | Open Subtitles | الا يعجبها ان تتحوّل بين ليلة وضحاها الى امرأة |
Beni incitmek istememişti. Söylediklerimden hoşlanmadı. | Open Subtitles | هي لم تقصد أن تؤذيني هي لم يعجبها ما أقولة |
Şimdi arkama baktığımda Karma yaptığım şeyden hoşlanmamış olmalıydı, çünkü beni patlayan çalılarla öldürmeye kalkıştı. | Open Subtitles | وبالنظر للأمر مجددا لقد أدركت بأن كارما لم يعجبها ما فعلته لأنها حاولت قتلي بأجمةِ مُنْفَجِرةِ |
Ama o sevmedi. Güneş ışığı istiyor. | Open Subtitles | أجل لكنها لم يعجبها ذلك إنها تحتاج للضوء |
Karısı onu bıçakladı. Hindiyi kesme şeklini beğenmemiş. | Open Subtitles | يقول بأن زوجته لم يعجبها طريقة قطعه للديك الرومي |
Eskiden de hoşlanmazdı, hele şimdi hiç sevmiyor. | Open Subtitles | ولم يعجبها من قبل ولا حتى الآن |