Stratejik kararları verme yetkisini bana verirseniz, aldığım kararlar hoşuna gitmeyecektir. | Open Subtitles | إذا منحتوني الصلاحية لإتخاذ قرارات إستراتيجية، لن يعجبهم ذلك |
Bu aşağıdakilerin hoşuna gitmez lordum. | Open Subtitles | لن يعجبهم ذلك في الطابق السفلي، سيدي اللورد |
Kızların da hoşuna gitmiyor işte! Hayır, hayır demektir! Kızlara saygı göster! | Open Subtitles | حسناً، الفتيات لا يعجبهم ذلك أيضاً لا تعني لا، فلتحترم الفتيات |
Ama bu yeni mutlu Taylor'un hayranlarının hoşuna gidecek gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لكن يبدوا ان جمهورك لا يعجبهم ذلك تايلور جديدة سعيدة |
Bu durum kralların hoşuna gitmemiş. | Open Subtitles | الملوك لم يعجبهم ذلك. |