ويكيبيديا

    "يعجّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kaynıyor
        
    • doluydu
        
    • dolup
        
    - Burası ajanlarla kaynıyor olmalı. Open Subtitles أثناء المسيرة يعجّ هذا المكان بجنود قوّات العمليّات السرّية.
    Kordior polis kaynıyor. Open Subtitles الرواق يعجّ بأفراد الشرطة سنضطر للإنتظار حتى يرحلوا
    O dağ haydut dolu. Dağı geçtikten sonraki yollar da canavar kaynıyor. Open Subtitles الجبل يعجّ باللصوص، وحالما تجتازانه فستقابلان قبيلة من الوحوش.
    8 yüzyıl önce bu topraklar insanlarla doluydu. Open Subtitles قبل ثمانية قرون، هذا المكان يعجّ بالناس.
    Doku, aşırı dozdan sonra uyuşturucuyla doluydu. Open Subtitles نسيج كليته كان يعجّ بالمُخدّر بعد تناوله تلك الجرعة الزائدة
    Twin Peaks dünyasının, güzel kadınlarla dolup taştığı gözden kaçmıyor. Open Subtitles يبدو أن عالم "توين بيكس" هذا يعجّ بالنساء الجميلات.
    Jess, bize takviye lazım. Burası bunlarla kaynıyor. Open Subtitles (جيس)، إننا في حاجة للدعم فالمكان يعجّ بهم
    Bu bina kaynıyor. Open Subtitles هذا المكان يعجّ بالمخلوقات.
    Dindar kaynıyor ev. Open Subtitles فالمكان يعجّ بالمتديّنين
    Bölge cadı kaynıyor. Gidip başkasına sor. Open Subtitles -الحيّ يعجّ بالساحرات، اذهب واسئل إحداهن .
    Gerçekten mi? İran kapılarını açtı. Orası dedektif kaynıyor. Open Subtitles بجدّ، (إيران) فتحت أبوابها المكان يعجّ بالمفتشين
    Hey, Earl, karın sayesinde, mahallemiz turist kaynıyor. Open Subtitles (إيرل) بفضل زوجتك يعجّ حيّنا بالسواح
    - Ortalık polis kaynıyor. Open Subtitles -المكان يعجّ بالشرطة
    Çünkü şu an parkta vampir kaynıyor. Open Subtitles -لأن هذا الميدان يعجّ بمصاصين الدماء .
    Lanet olası bir tuvalette tek başımayım ve Natalya'nın bu tarafa gelip gelmediğini bilmem gerek çünkü bu mekân polis kaynıyor ve onu kurtaramazsak en azından kendimizi kurtarmamız gerek. Open Subtitles (والتر)! إنّي لوحدي في حمام لعين وأريد أن أعرف إنْ كانت (ناتاليا) مُتجهة إلى هُنا، لأنّ هذا المكان يعجّ بأفراد الشرطة، وإنْ لمْ نستطع إنقاذها، فإنّ علينا إنقاذ أنفسنا على الأقل.
    Doku, aşırı dozdan sonra uyuşturucuyla doluydu. Open Subtitles نسيج كليته كان يعجّ بالمُخدّر بعد تناوله تلك الجرعة الزائدة.
    Aslında içerisi zeki, hırslı adamlarla doluydu ve çoğu durumda mesleki içgüdüleri, altı ay öncesinde ben Missouri Senatosu'nda yükselen bir yıldızken benimle şarap içip yemek yiyen CEO'larınki kadar keskindi. TED في الواقع، كان السّجن يعجّ بالرّجال الأذكياء والطموحين الذين كانت غرائز الأعمال عندهم في عديد الحالات ثاقبة مثل غرائز كبار المديرين التنفيذيين الذين جعلوني منذ ستّة أشهر أحتسي معهم النّبيذ و أتناول وجبة الغداء عندما كنت نجما صاعدا في مجلس الشيوخ في ولاية ميسوري.
    Brooklyn zenciler, Asya'lılar, Porto Riko'lular ile doluydu muhtemelen Greg oradaki tek tek çocuktu. Open Subtitles "كان حيّ "بروكلين يعجّ بالسّود و اللاتينيين غريغ)، كان على الأرجح) الفتى الأبيض الوحيد هناك
    Times Meydanı fahişe doluydu. Open Subtitles "تايم سكوار" كان يعجّ بالساقطات
    Artık her taraf polislerle dolup taşacak. Open Subtitles يعجّ المكان بالشرطيين الآن
    Yaşam ile dolup taşan bir gezegen. Open Subtitles الكوكب الذي يعجّ بالحياة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد