"يعرفوا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• öğrenmek
• bilmiyorlar
• bilmiyorlardı
• biliyor
• biliyorlar
• haberleri
• bilmesi
• bilmeyecekler
• bilmesini
• bilemezler
• bilmeye
• bilmeden
• bilmeliler
• bilemeyecekler
• bile

JM: Herkes nasıl kardeş olduğumuzu öğrenmek istiyor.
الجميع دائماً يريدون أن يعرفوا كيف أصبحنا أخوات.

Köylüler onun artık lanetli olduğunu düşünüyor, ve onunla ne yapacaklarını bilmiyorlar.
سكان القرية اعتقدوا أنها أصيبت بلعنة; لم يعرفوا ما الذي سيفعلوه بها.

diğerleri de eylem yapacakları için endişeliydi. Ama neyi protesto ettiklerini tam olarak bilmiyorlardı.
قلق آخرون من أنهم سوف يخرجون لكنهم لن يعرفوا حقا لماذا كانوا يحتجون.

Onları bu göreve yollayan kişiyi biliyor olmalılar.
لابد ان يعرفوا اسم الرجل الذي ارسلهم في هذه المهمة

Onları elimizde tutmalıyız, buraları iyi biliyorlar. Römorkörü bulmadan önce onlar buradaydılar.
إذا تركناهم, نحن في مشكلة, هم يعرفوا الطريق سوف يسبقونا إلى العبارة

Hayır, eğer haberleri olmazsa mahkemede daha iyi oynarım.
لا, ذلك سيؤثر جدآ على أدائهم فى المحكمة لو لم يعرفوا

Ben sadece insanların yalan söylediklerini bilmesi sinir bozucu olduğunu düşünüyorum.
أعتقد أن هذا محبط للناس, أن يعرفوا أن تم الكذب عليهم,

Asla bilmeyecekler, tamam mı duymadım etmedim.
أنصِت. أنصِت. أنصِت إنّهم لن يعرفوا مُطلقاً، إتّفقنا؟

...emirlerine uymamak için iyi bir nedenim olduğunu bilmesini istiyorum.
فأنا أريدهم أن يعرفوا أنّي لديّ سبب وجيه لعدم إطاعتهم

Bu çocuklar Chopin'in çekingenlik yüzünden, problemli olduğunu öğrenmek üzereler.
هؤلاء الاطفال يجب ان يعرفوا ان ......... شوبين كان خجولا

Onu kimin tuttuğunu ve neden avukatlar hakkında sorular sorduğunu öğrenmek istiyorlardı.
أرادوا أن يعرفوا من الذي استأجره ولماذا كان يطرح الأسئلة عن المحامين الأموات

Susie'nin yengem olduğunu bilmiyorlar.
هم لم يقابلوا سوزي لا يعرفوا أنها زوجة أخي

Bilmemelerine rağmen, orada nasıl olduğumuzu bilmiyorlar.
لأن ما لا يعرفونه هو كم كنّا هناك حقاً بالرغم من أنّهم لم يعرفوا لكننّا كنا هناك كما تعرف؟

Ve gerçekte ne kadar uzağa gitmeleri gerekeceğini bilmiyorlardı, ve atları yüzlerce ve yüzlerce kiloluk eşyayla aşırı yüklemişler.
فلم يكونوا يعرفوا المسافة التي سيذهبون إليها، كما أنهم أرهقوا الخيل بحمل مئات ومئات الأرطال من الأغراض.

Sanki empatinin sözlerini biliyorlardı, ama müziğini bilmiyorlardı.
وبدا وكأنهم عرفوا الكلمات ككلمات، لكنهم لم يعرفوا معنى التعاطف

O trenin nereden gideceğini sadece birkaç kişi biliyor.
حفنه من الأشخاص فقط هم من يعرفوا الطريق المضبوط الذي يستقله القطار

Bu Iraklılar parti vermeyi çok iyi biliyor.
ولد, العراقييون يعرفوا كييت تنظيم الحفلات

Benim görüşüme göre karının senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorlar.
حسنا ,انها وظيفتي أن أكون فكرة عن ذلك على سبيل المثال عليهم أن يعرفوا مدى أهمية زوجتك الشابة عندك

Ne demek güzel? Bu saçmalık. Çünkü ben Liverpool'a gittim ve hiçbir şeyden haberleri yok.
لقد كنت هناك في ليفربول و لم يعرفوا أي شئ بخصوص الأمر

Eve geleceğini de bilmesi gerekiyordu, değil mi?
و كان عليهم أن يعرفوا إنه أت, هل أنا محق؟

Birbirimize ne kadar yakın olduğumuzu hiç bilmeyecekler.
أنهم لا يستطيعون أبداً أن يعرفوا كم نحن قريبون حقاً.

Seni ne kadar sevdiğimi herkesin bilmesini istiyorum.
أريدهم جميعاً ان يعرفوا بالضبط مدى حبي لك

Bu taraftan dolaşalım, o zaman bizim nerde olduğumuzu asla bilemezler.
إلاّ أنّني أفكر فى الألتفاف بعيدا عن هنا بسرعه و هدوء فهم لن يعرفوا أبدا أننا كنّا هنا

Benim yapabildiklerimin dışında şeyler bilmeye ihtiyaçları var. amaçlarıma ulaşabilmek için en iyi yol hangisi?
يحتاجون أن يعرفوا: من كل الأشياء التي يمكنني صنعها، أيها أحسن الطرق لتحقيق أهدافي؟

30 ya da 40 dakikadan sonra ne yazdıklarını bilmeden yazarlar.
بعد 30 أو 40 دقيقة، يكتبون بدون أن يعرفوا ماذا يكتبون.

Miklo, eğer Onda işe girecek olursa, carnal... insanlar bize güvenebileceklerini bilmeliler, yani herkese eşit davran.
ميكلوو إن دخلت الرابطة في التجارة الناس يجب أن يعرفوا أنهم يستطيعون الثقة بنا لذا عامل الجميع بالمثل

Ama hücum edersek, dağınık halde ve hareketli olursak. İngilizler kimi hedefleyeceklerini bilemeyecekler.
ولكن إذا تقدمنا ، تفرقنا ، وتحركنـا فإن الأنجليز لن يعرفوا من يستهدفوا.

Vurulmanın ne olduğunu bile bilmezken periyodik kanamalarıyla vurulmayı karıştırdılar mı?
ماذا عن نزيفهم المنتظم؟ عندما يتعرضوا لرصاصة ، هل يعرفوا حتى؟