Tatlım, lütfen endişelenme. Herkes en iyisi olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ياحلوتي, رجاء لا تقلقي حول ذلك فكل شخص يعرف أنك الأفضل |
Artık bütün dünya taşaksız olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الآن, العالم كله يعرف أنك لا تملك خصيتين |
Senin o telefon kulübesinde olacağını biliyordu, demek ki seni takip ediyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أنك ستكون في حجيرة الهاتف مما يعني أنه كان يطاردك |
Devlet çulsuz biraz ama kimse senin burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | الحكومة مفلسة ولكن لا أحد يعرف أنك هنا أنت آمن |
Mütevazı olma, Clark. İkimiz de çok daha fazla olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا داعي إلى التواضع ياكلارك كلانا يعرف أنك أكثر من هذا بكثير |
- Vincent şu gizemli bağlantın hâlâ hayatta olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | هل هذا المعالج الغامض يعرف أنك مازالت حياً ؟ |
Herkes müşterilerini zengin yapmada Tanrı gibi olduğunu bilir, ama tahmin et ne? | Open Subtitles | الجميع يعرف أنك ملك فيما يتعلق بإغناء عملائك، لكن احزر؟ |
Adalet Bakanligi'ni, Uyusturucuyla Mücadele'yi aradim kimsenin senden haberi bile yok. | Open Subtitles | اتصلت بالدائرة العدلية و المدعي العام و لا أحد يعرف أنك موجود.. فاهدأ |
Senin bir Gölge Avcısı olduğunu biliyor, bu yüzden de karşılık vermek istiyor. | Open Subtitles | الآن، هو يعرف أنك صائدة ظلال لذلك يريد الأستجابة |
Senin aptal olduğunu biliyor ama bu sorun değil, sen şirin bir doktorsun. | Open Subtitles | أقصد يعرف أنك أحمق لكن هذا على ما يرام لأنك الطبيب المحبوب |
Merak ediyorum acaba Walter senin dışarıda olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | أتساءل إن كان "والتر" يعرف أنك خارجاً -تحت المطر؟ |
Colton peşimden geleceğini biliyordu. | Open Subtitles | كولتون كان يعرف أنك سوف تأتي بحثاً عني عاجلاً أم آجلا |
Övgüyü almak için ortaya çıkmayacağını biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أنك لن تأتي مطلقاً كي تتلقى الثناء لما فعلت. |
Ve o kutunun sende olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | وكان يعرف أنك ستضع يديك على الصندوق , أليس كذلك ؟ |
Tahmin etmek zor değil çünkü kimse nerede olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | وهذا ليس صعباً، لأن لا أحد يعرف أنك هنا. |
Erkek arkadaşın burada benimle olduğunu bilmiyor değil mi? | Open Subtitles | صديقك الحميم لا يعرف أنك هنا معي اليس كذلك ؟ |
Evet, iyi ki kalpsiz olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | من الجيد أنه لا يعرف أنك لا تملك قلب |
İkimiz de bir sosyete siması olduğunu biliyoruz, bir işkadını değil. | Open Subtitles | كلانا يعرف أنك شخصية اجتماعية ولست سيدة أعمال |
Beni ikna etmen gerekmiyor, Dent. Gotham'ın beyaz şövalyesi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا داعي لتبيعني الجميع يعرف أنك فارس "غوثانم" الأبيض |
İkimiz de suçlu olduğunu biliyoruz. Ama şöyle bir şey var. | Open Subtitles | كلانا يعرف أنك مذنب لكن إليك الأمر |
Eğer biriyle hırsızlık yaparsan, senin hırsız olduğunu bilir. | Open Subtitles | ,عندما تشترك في سرقة مع أحدهم .فهو يعرف أنك لص |
Adalet Bakanligi'ni, Uyusturucuyla Mucadele'yi aradim kimsenin senden haberi bile yok. O yuzden sakin ol. | Open Subtitles | اتصلت بالدائرة العدلية و المدعي العام و لا أحد يعرف أنك موجود.. |
Masanda içki sakladigindan herkesin haberi var. Kes sesini. | Open Subtitles | الجميع يعرف أنك تحوز شراب مسكر في مكتبك |
- Sakaldan nefret ettiğini biliyor mu bari? - Hayır. | Open Subtitles | أجل ، و هل يعرف أنك تكرهين اللحية ؟ |