Silikonlar ondan çalınmış, bir şey bilmiyor olacaktır. | Open Subtitles | إن كانت الاثداء المزوعة قد سُرقت منه فإنه لا يعرف أي شيء |
Geçirdiği sinir krizlerinini arasında söylemeye çalıştığı şeylere bakılırsa, bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنها يعرف أي شيء. وانا ذاهب الى محاولة التحدث لها مرة أخرى، على الرغم من. |
Bu konuda hiçbir şey bilmiyor onun için tamamen objektif olacak. | Open Subtitles | لا يعرف أي شيء عن الإفتتاح وهكذا سيكون حيادي بكل تأكيد |
Bu konuda hiçbir şey bilmiyor onun için tamamen objektif olacak. Pekala. | Open Subtitles | لا يعرف أي شيء عن الإفتتاح وهكذا سيكون حيادي بكل تأكيد |
Bayan Jones, Tom bu davayla ilgili bir şey biliyor mu? | Open Subtitles | سيدة جونز، هل ولدك توم يعرف أي شيء عن هذه القضية؟ |
Yani Mary Portico hakkında Hiçbir şey bilmiyordu. | Open Subtitles | يعني أنه ربما لم يكن يعرف أي شيء عن ماري الرواق. |
Kendini önemli biri sanıyor, sanki her şeyi biliyormuş gibi ama bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | يعتقد بأنه رجل كبير وانه يعلم كل شيء ولكنه لا يعرف أي شيء |
Kravatıyla kendisini bodrumdaki kalorifer borusuna asan kardeşinin bu nedenlerden haberi yok. | Open Subtitles | إنها تلك المبررات اللتي لا يعرف أي شيء عنها أخيك المعلق بالأنبوب في القبو |
Bence, ritim ve blues hakkında bir şeyler bilen birisi Afrika'yı da bilmelidir. | Open Subtitles | 'لذا فأي أحد يعرف أي شيء 'حول الإيقاع والبلوز كما انهم ما يسمى ، 'يجب أن تعرف عن أفريقيا. |
Çocuk anahtar ve kasa hakkında hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يعرف أي شيء عن صندوق حفظ الأمانات أو المفتاح |
Ve davam denen şey hakkında, kimse bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | ولا أحد يعرف أي شيء عن قضيتي المزعومة، مفهوم؟ |
Hiç bir şey. Hiç bir şey bilmiyor ve bilmeyecek. | Open Subtitles | لاشيء، يجبألايعرفأيشيء، ولن يعرف أي شيء |
Josh da bir şey bilmiyor ve bilmesi gerekmiyor. | Open Subtitles | و"جوش" لا يعرف أي شيء أيضاً ولا حاجة له ليعرف |
- Müvekkilim Dani Webber hakkında hiçbir şey bilmiyor. - Ne biliyor? | Open Subtitles | موكلي لا يعرف أي شيء عن داني ويبر ما الذي يعرفه؟ |
O burada değil ve bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | حقاً ،حسناًً ،إنه ليس هنا وهو لا يعرف أي شيء عن هذا |
Halkınız, fizyolojim hakkında hiçbir şey bilmiyor. Bu da benim çok hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | شعبكِ لا يعرف أي شيء .عن تكويني, وهذا تحديداً ما يعجبني |
Belki de bir şey biliyor mu diye onu arasam iyi olacak. | Open Subtitles | لذلك ربّما يجب أنْ أتصل به فحسب، لمعرفة ما إذا كان يعرف أي شيء عن هذا. |
- Cinayete dair bir şey biliyor mu? - Makineye göre hayır. | Open Subtitles | هل يعرف أي شيء عن الجريمة اطلاقا؟ |
Hayır. Çok alt tabakadan biriydi. Hiçbir şey bilmiyordu. | Open Subtitles | كلا , كان في مستوى منخفض جداً لم يكن يعرف أي شيء |
Raphael'ın liderlikle ilgili bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | رافائيل لا يعرف أي شيء عن القيادة |
Carl amcanın kendi çocuğu yoktu o yüzden çocuğa ne diyeceğini tam olarak bilmiyordu. | Open Subtitles | العم كارل لا يوجد لديه اية اولاد لهذا هو لم يكن يعرف أي شيء عن ما تسموه غلبة الأطفال لا ا رغب بالتغير |
O da bir şey bilmiyormuş gibi davrandı. | Open Subtitles | لقد ادّعى أنه لا يعرف أي شيء وأيضاً |