ويكيبيديا

    "يعطيكِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • veriyor
        
    • vermez
        
    • verecek
        
    • veren
        
    • göstermez
        
    Bunu bana söyleme hakkını sana kim veriyor? Open Subtitles ومالذي يعطيكِ الحق الذي يجعلكِ تخبريني مالذي علي فعله ؟
    Bence sana gereğinden fazla ilaç veriyor. Çok fazla hem de. Open Subtitles أرى أنّه يعطيكِ كثيراً من العقاقير كثيراً جداً
    Tam olarak bir adres vermez ama birkaç blok yakınına kadar daraltabilirim. Open Subtitles لن يعطيكِ هذا عنواناً دقيقاً لكن يمكنني تحديد الأمر على بعض المباني.
    Hedefin evlenmek ise, sana bunu verecek birini bulmalısın. Open Subtitles ،لو أن الزواج هو ما تحتاجينه فإن عليكِ أن تعثري على شخص مستعد أن يعطيكِ ذلك
    Bu da parlamentodan geçen ve size dava açma hakkı veren bir yasa olduğu anlamına gelir. Open Subtitles التي تعتبر قضية قانونية, ذلك يعني ان القانون الذي أقره مجلس التشريعي يعطيكِ الحق في رفع القضية
    Ama bu, yaptığın onca şeyi haklı göstermez, hâlâ da göstermiyor. Open Subtitles لكن هذا لا يعطيكِ الحق , لما قمتِ بفعله و لن يعطيكِ الحق الآن
    Ben neden hep sana beleş yiyecek veriyor da ben iade edilmiş yiyecekleri alıyorum? Open Subtitles لماذا بن دائماً يعطيكِ الطعام المجاني بينما يُطيني انا الطعام المئكول
    - Bütün paranı aldı şimdi de veriyor mu? Open Subtitles ،أخذَ جميع أموالكِ ولكنهُ يعطيكِ هذا الأن؟
    Louis sana ikinci bir şans mı veriyor? Open Subtitles ماذا؟ جعلتِ لويس يعطيكِ فرصة ثانية؟
    Peki bu sana beni zehirleme hakkını veriyor mu? Open Subtitles هل هذا يعطيكِ سبب لتسميني ؟
    Bazı sorumluluklar veriyor, ama yardım etmiyor... Open Subtitles يعطيكِ المسؤولية، لكنلايساعدكِعلى ...
    - Şimdi de sana başka bir fırsat veriyor. Open Subtitles والآن إنه يعطيكِ فرصة أخرى
    Hayır, bu sana bir arkadaştan yararlanma hakkını vermez. Open Subtitles لا .. هذا لا يعطيكِ الحق في إستغلال صديقك
    Hayatın sona eriyor olabilir, ama bu sana, başkalarının hayatlarını yoketme hakkını vermez. Open Subtitles قد تكون حياتك انتهت لكن لا يعطيكِ هذا الحق لتدمير حيوات الآخرين
    Yokluğum sana şımarık bir çocuk gibi davranma hakkı vermez. Open Subtitles رحيلي لا يعني أن يعطيكِ التصريح للتصرف بحماقة
    Kırılgandın, yarıştan daha çok sana önem verecek herhangi bir adama ihtiyaç duyuyordun. Open Subtitles مُعرضة للجرح، يائسة من أجل رجل من أجل أى رجل يعطيكِ المزيد من الاهتمام أكثر من حلبة السباق
    Olmaz tabii, ancak evlendiğin zaman erkeğin sana istediğin şeyleri verecek. Open Subtitles ولن تستطيعـي أيضـاً، حتى تتزوّجـين وتجعلي رجلك يعطيكِ مـا تريـدين!
    Ayrıca sana resim dersleri verecek. Open Subtitles وأيضا سوف يعطيكِ درسا في الرسم
    Güvenilir bir muhbirin var ve bana bu bilgileri veren kişinin kim olduğunu söyleyecek kadar güvenmiyorsun. Open Subtitles مخبر سري، بمعني أنك لا تثقين بي كليًا لإخباري من يعطيكِ هذة الأدلة.
    Size en iyi malzemeleri veren kişi. Open Subtitles مَن هو؟ .. الشخص الذي يعطيكِ أفضل المؤن؟
    Yine de, yaptığının doğru olduğunu göstermez. Open Subtitles ثم وجدتها مفتوحه هذا لا يعطيكِ الحق
    Bu yaptığını haklı göstermez. Open Subtitles هذا لا يعطيكِ الحق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد