ويكيبيديا

    "يعقد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yapıyor
        
    • karıştırıyor
        
    • yapar
        
    • yapmaz
        
    • karıştırır
        
    • düzenliyor
        
    • karmaşıklaştırıyor
        
    Deitrich Banning, uluslararası su şirketlerinin müdürleri ile bir toplantı yapıyor. Open Subtitles بانينج يعقد اجتماع مع كبار المديرين التنفيذيين لشركة المياه الدولية
    muhasebecisi veya avukatı ile toplantı yapıyor, geceleri, daima evde kalıyor, ve eğer olurda dışarı çıkarsa, yeni eşiyle beraber bir iki klübe ya da hep aynı restoranlara gidiyor. Open Subtitles ثم يبدأ بالعمل ثم يعقد اجتماعاً مع محاسبه، أو مع محاميه في الليل، يبقى عادة في المنزل
    Bu benim vakam, burada olmanız hayatımı karıştırıyor ve karışıklıkları sevmem. Open Subtitles هذه قضيتي و وجودكم هنا يعقد حياتي و أنا لا أحب التعقيد
    Bu koalisyon sistemi her şeyi karıştırıyor, ben de ABD'de her zaman seçimlerin sona ermesini merakla bekliyorum, çünkü birliktelik göstermeniz gereken bir an oluyor. TED لذا فإن نظام التحالفات يعقد الأمور كلها، وأنا دائماً أنتظر هنا في الولايات المتحدة الانتخابات الأولية، انتهاء الانتخابات الأولية لأنها اللحظة التي تريد فيها أن تظهر بها الوحدة.
    Rocco kafasına bir şey koydu mu yapar bunu biliyorsun. Open Subtitles عندما يعقد "روكو" عزمة على شئ لا يستطيع أحد منعه
    Dante bir profesyonel ile iş yapmaz. Rüşvet veya tehdide boyun eğmez. Open Subtitles . دانتى لن يعقد صفقه مع محترف . هو لن يرتشى او يتم تهديده
    Etkilenmediğimi söyleyemem ama bu işleri kesinlikle karıştırır. Open Subtitles حسنا، لن أقول أنني لست مندهش ولكن هذا بالتأكيد يعقد الأمور
    Klon askerleri hızla kayıp verirlerken, Galaktik Senato, savaşın gerçek maliyetini görüşmek için acil bir oturum düzenliyor. Open Subtitles بينما قوات المستنسخين تعاني من الخسائر بمعدلات خطيرة مجلس شيوخ المجرة يعقد جلسة طارئة
    Anladığım kadarıyla bu işleri daha az karmaşıklaştırıyor. Öyle değil mi? Open Subtitles أعتقد إن هذا يعقد الأشياء صحيح؟
    Muhasebecisi veya avukatı ile toplantı yapıyor. Open Subtitles ثم يبدأ بالعمل، يعقد اجتماعاً مع محاسبه، أو مع محاميه
    Başkan, basına kapalı bir toplantıda emniyete geliştirilmiş silah alma görüşmeleri yapıyor. Open Subtitles يعقد العمدة اجتماعاً معلقاً يناقش فيه تزويد قوى الأمن بأسلحة مطورة .
    Adam Tanrı'sıyla pazarlık yapıyor! Open Subtitles تشيهواهوا أنه يعقد الصفقات مع ربه
    Deitrich Banning, uluslararası su şirketlerinin müdürleri ile bir toplantı yapıyor. Open Subtitles ...بانينج يعقد اجتماع مع كبار المديرين التنفيذيين لشركة المياه الدولية
    Yargıç bir anlaşma görüşmesi yapıyor, biraz zaman alır. Open Subtitles القاضى يعقد مؤتمر تسوية، وسيستغرق فترة
    Bu işleri biraz karıştırıyor. Open Subtitles هذا يعقد الأمور بعض الشئ
    Adam her şeyi karıştırıyor ya! Open Subtitles هذا الرجل يعقد الأمور دائما
    - İşleri karıştırıyor. Open Subtitles ـ هذا يعقد الأمور أكثر.
    Anlaşma olacaksa Lopez yapar, sana bok yemek düşer. Open Subtitles ، إذا أراد أن يعقد صفقة فهذا يعود إليه وليس لك
    İş hayattında, insanlar anlaşma yapar, ama insanlar güvenilmezdir. Open Subtitles في الأعمال، يعقد الناس اتفاقات. لكن، لا يمكن أن يؤتمن الناس.
    O sadece uyuşturucu tacirleri ve terörist gruplarla anlaşma yapar. Open Subtitles يعقد صفقات فقط مع تجار المخدّرات والجماعات الإرهابية
    Büyücü pek hoş anlaşmalar yapmaz. Özellikle de karanlığa boyun eğmiş kişilerle... Aynı senin gibi... Open Subtitles لا يعقد المشعوذ اتّفاقات بائسة لا سيّما مع الذين بداخلهم ظلام مثلكِ
    Cinsel baskıdan nefret ederim Vince. Her zaman kafa karıştırır. Open Subtitles أكره التوثر الجنسي دائماً يعقد الأمور
    Başkan Yardımcısı bugün medyatik bir konferans düzenliyor. Open Subtitles نائب الرئيس يعقد مؤتمر في مكان مفتوح جداً اليوم.
    Ve bu kesinlikle Naomi ile benim aramdaki ilişkiyi de karmaşıklaştırıyor. Open Subtitles وهو يعقد الاشياء بيني وبين (نعومي)

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد