Bunun etkisi nedir? Birçok kimsenin bildiği hikâye özgür veya açık-kaynak yazılımın hikâyesidir. | TED | ما هو تأثير هذا؟ إذاً فالقصة التي يعلمها معظم الناس هي قصة البرمجيات المجانية أو ذات المصدر المفتوح. |
Peki ya çocuğun bildiği bilgiler? | Open Subtitles | و ماذا عن العلوم التى يعلمها هذا الفتى ؟ |
Bir babanın oğluna öğretmesi beklenen şeyleri bana öğretmen. | Open Subtitles | و تعلمني بأشياء يجب أن يعلمها الأب لإبنه |
Bir kadının, kocasının bilmesini istemediği belirli şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك أشياء لا تريد الزوجة لزوجها ان يعلمها |
Bir insan hakkında ancak başka bir insanın bilebileceği şeyler vardır, Bay Sullivan. | Open Subtitles | ..أترى ؟ توجد أمورٌ فقط يعلمها شخصٌ ما عن "شخصٍ آخر, يا سيد "سوليفان |
Bakarak bile bir şeyleri kırabilen bir kıza bakarak bir şeyleri kırmayı öğretecek bir kitap mı aldın? | Open Subtitles | الآن لديها كتابأ يعلمها كسر الأشياء فقط بالنظرإليها |
Ama bana başkalarının öğretemeyeceği şeyler öğretti. | Open Subtitles | لكنّها علّمتني الأشياء التي لم يستطع أحد أن يعلمها ليّ |
Bazılarınızın bildiği bir hikâye... ama bilmeyenler için, | Open Subtitles | إنها القصه التى يعلمها بعضكم ولكن للبعض الذين لم يعرفوها |
Tanrı'nın sadece kendisinin bildiği çok garip çalışma yöntemleri var. | Open Subtitles | تتحق إرداة الرب بطرق غريبة وحده هو من يعلمها |
Bu şeyi, herkesin bildiği bu korkunç hatayı geride bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب عليك وضع هذا الامر خلفك هذه الغلطه الفضيعه التي يعلمها الجميع... |
Elektromanyetik kuvvet, çoğunluğun bildiği | Open Subtitles | "القوى الكهرومغناطيسيّة" و التى فى الغالِب يعلمها الجميع، |
Nasıl sportmen olunacağını bir başkasının öğretmesi gerekecekti. | Open Subtitles | شخص آخر عليه أن يعلمها كيف تكون روحها رياضية |
Bunlar normalde bir babanın öğretmesi gereken şeyler. Ama babam yanımızda değildi. | Open Subtitles | هذه الأشياء عادة ما يعلمها الأب لابنه ولكن أبي لم يكن في الجوار حينها |
Orada bana bir babanın oğluna öğretmesi gereken şeyleri sana öğretmesi gerektiği zaman nerede olduğunu sormuştun. | Open Subtitles | ... سألتني سابقاً عن مكانه عندما كنت بحاجته ليعلمك بأشياء يجب أن يعلمها الأباء لأبنائهم |
İki yıl evvel sunucularına sızdığımda beni bulduklarından ve kimsenin bilmesini istemeyecekleri şeyleri bulduğumdan beri. | Open Subtitles | منذ قبضوا عليّ أتسلل إلى خادمهم قبل عامين، وإكتشافي لأشياء لمْ يكونوا يُريدون لأحدٍ أن يعلمها. |
Bu kayıtlar insanların bilmesini istemediği türden şeylerle doludur. | Open Subtitles | وأنهم مملؤين بكل أنواع الأشياء التى لا تريد ان يعلمها الناس |
CIA başkanıyken 300 milyon Amerikalının bilmesini istediğim şeyler yaptık. | Open Subtitles | عِندما كُنتُ مُديراً لِوكالة المُخابرات الأمريكية، لقد كان هُناك بعض الأشياء التى نفعلها، أردتُّ أن يعلمها الـ300 مليون أمريكي. |
Biraz kanıt sunabilirim sadece gerçek Patrick'in bilebileceği şeyleri biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، أستطيع أن أقدم دليلاً صغيراً (بإستثناء أنني أعلم أموراً فقط (باتريك الحقيقي قد يعلمها |
Sadece Patrick'in bilebileceği şeyleri biliyor ya da ona çok yakın birisinin bilebileceği. | Open Subtitles | (هو يعلم جميع الأمور التي فقط (باتريك أو شخص مقرب جداً منه قد يعلمها |
Bu gücü kontrol etmeyi ona öğretecek birine ihtiyacı var. Bunu tek başıma yapamam ben. | Open Subtitles | تحتاج إلى أحد يعلمها تطويعها، ولا يمكنني فعل ذلك وحدي. |
ona öğretemiyorsa, bize nasıl öğretecek? | Open Subtitles | اذا لم يعلمها كيف نستطيع نحن |
Kimsenin kimseye öğretemeyeceği şeyleri bile biliyorsun. | Open Subtitles | هناك أشياء تعرفها لا يعلمها أحد لأحد |