Galaya yetişmemiz için sadece altı saatimizin olduğunu biliyor. | Open Subtitles | يعلم انه لدينا ست ساعات فقط للاستعداد للاحتفال |
O lanet olası herif kızımın, benim zayıf yönüm olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ابن الساقطه انه يعلم انه حصل على نقطه ضعفى الوحيده |
O iyi olduğunu biliyor. Bu yüzden sizinle dövüşmek istiyor. | Open Subtitles | انه يعلم انه الافضل ولهذا السبب يريد القتال معك |
O güvende olduğunu biliyordu, ama herşeyi ondan isteyebilecek bir koca ihtimali ortaya çıkınca, babası bu işe bir son vermenin vakti geldi diye düşündü. | Open Subtitles | ولكنها تركت كل شئ فى ايدى السيد روكاسيل. وكان يعلم انه فى أمان معها, ولكن عندما اصبح هناك احتمال وجود زوج لها, |
Proje lideri olduğunu biliyordu, ve en iyi iki pilotumuzdan biri. | Open Subtitles | وكان يعلم انه زعيم المشروع، بأفضل ما لدينا اثنين من الطيارين الوحيد. |
Valentine başımda durmasına gerek olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | فالنتين كان يعلم انه لم يتوجب عليه حراستى |
Herkes bu videonun sahte olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم انه من الممكن أن يكون الفيديو وهمى |
Ne kadar yakışıklı bir genç olduğunu biliyor ve asla bu kadar ucuza evlenmez. | Open Subtitles | انه يعلم انه شاب وسيم جدا ولن يتزوج بخسارة |
Burada güvende olduğunu biliyor. | Open Subtitles | هو يعلم انه بأمان هنا اكثر من اي مكانٍ آخر. |
Farris'in bilgisayarının nasıl şifrelendiğine bakarsak Dunning bilgileri bulup çıkarmak için bir uzmana ihtiyacı olduğunu biliyor olmalı. | Open Subtitles | وبوجود شفرات علي كومبيوتر فاريس دانينج كان يعلم انه يحتاج الي خبير ليخرج له البيانات |
Bunun bir intihar görevi olduğunu biliyor muydu? | Open Subtitles | هل كان يعلم انه بمهمة انتحارية؟ |
Kamera kaydında olduğunu biliyor. | Open Subtitles | كان يعلم انه كان على الكاميرا. نعم. |
Seni uyarmak isterim Doug ona rakip olduğunu biliyor. | Open Subtitles | أن دوج يعلم انه ستدخلى الانتخابات ضده |
Çok yakışıklı bir genç olduğunu biliyor ve asla ucuza evlenmeyecektir. | Open Subtitles | هو يعلم انه شاب وسيم لن يتزوج برخص |
Stüdyosu olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كا يعلم انه كان لديه استوديو |
Hasta olduğunu biliyor olmalıydı. | Open Subtitles | كان يعلم انه اصبح مريضا جدا |
Sanırım evlatlık olduğunu biliyor. | Open Subtitles | اعتقد انه يعلم انه متبنى |
Onun proje lideri olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | وكان يعلم انه زعيم المشروع. |
Bu genç Central Park beşlisinin DNA eşleşmelerinin olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | كان يعلم انه لا يوجد تطابق لعينات الحمض النووي المأخوذة من خماسي المنتزه المركزي |