ويكيبيديا

    "يعلم بأنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biliyordu
        
    • biliyoruz ki
        
    • olduğunu bilen
        
    • olduğunu biliyor
        
    Suçlanmadan istifa etti. Çünkü büyük ihtimalle hüküm giyeceğini biliyordu. TED فقد استقال قبل أن يحدث ذلك لأنه يعلم بأنه سيدُان.
    Öleceğini biliyordu, ve bunu değiştirebilecek birşey yoktu. Open Subtitles كان يعلم بأنه سيموت ولا يوجد شيء يمكنكما فعله لتغيير ذلك
    O davalarla ilgili bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Open Subtitles لقد كان يعلم بأنه كان عليه أن يقوم بفعل شيء ما بخصوص هذه القضايا
    Ama hepimiz biliyoruz ki zamanda yolculuk mümkün. Open Subtitles ولكن جميعنا يعلم بأنه يمكن السفر عبر الزمن
    İkimiz de biliyoruz ki; bu küçük yerde bir tur daha atacaksın. Open Subtitles كلانا يعلم بأنه لديك دورة إضافية على هذا المغرور
    Adamın neyin peşinde olduğunu bilen başka birileri daha olmalı buralarda. Open Subtitles يجب أن يكون هناك شخص آخر في هذا المستشفى يعلم بأنه يفـعل شيء ما
    Üstüne atlamanın ve tüm bu güzel tabak çanağı riske atmanın yanlış olduğunu biliyor. TED وهو يعلم بأنه من الخطأ أن تقفز وخطر تخريب كل أدوات هذه المائدة الجميلة.
    O zaman gelecekteki Doktor, öleceğini biliyordu peki, kendi gençliğini ve bizi ne yapmak için çağırdı? Open Subtitles اذا الدكتور من المستقبل يعلم بأنه سيموت قام باستدعاءنا و نسخته الأصغر لنفعل ماذا بالتحديد ؟
    Mektupta o kadar belli olmayan iki şey var. Öleceğini biliyordu ve seni çok seviyormış. Open Subtitles هناك أمران جليان بهذه الرسالة، كان يعلم بأنه سيموت وأنه أحبك كثيراً
    Sanırım bir şekilde bunun olacağını biliyordu. Open Subtitles حسناً ، ربما . اعتقد بطريقة ما انه كان يعلم بأنه قادم
    Yeryüzünde çok fazla yaşayamayacağını biliyordu, Open Subtitles كان يعلم بأنه لا يمكنه النجاة على السطح مدة طويلة
    Yediği sandviçin ilk sandviçinden çok son sandviçi olduğunu biliyordu. Open Subtitles حتى وهو يعلم بأنه يقترب لتناول ساندويشه الأخير
    Yakalandığında da, zamanının dolduğunu biliyordu. Open Subtitles عندما يتم القبض عليه، يعلم بأنه وقته قد انتهى
    Johnny çok uzun zamanı olmadığını biliyordu. Open Subtitles جوني كان يعلم بأنه لم يعد يتبقى امامه الكثير
    Ama o, geri gelmemesi gerektiğini biliyordu. Open Subtitles هو يعلم بأنه لم يكن من المفترض أن يعود
    Bir süreliğine gideceğini biliyordu. Open Subtitles لقد كان يعلم بأنه سيغيب لفترة ما
    İkimiz de biliyoruz ki bu büyük ve kötü bir dünya, Michael. Open Subtitles كلانا يعلم بأنه هناك عالم كبير سيء في الخارج
    İkimiz de biliyoruz ki bu büyük ve kötü bir dünya, Michael. Open Subtitles كلانا يعلم بأنه هناك عالم كبير سيء في الخارج
    İkimiz de biliyoruz ki, eğer ben de çalışmazsam para bize yetmeyecek. Open Subtitles كلانا يعلم بأنه لا يمكننا أن نتحمل نفقاتنا بدون أن أعـمـل
    Burada olduğunu bilen yok. Open Subtitles لاأحد يعلم بأنه هنا
    Onun burada olduğunu bilen yok. Open Subtitles لاأحد يعلم بأنه هنا
    Şimdi bir Soubeyran olduğunu biliyor... kambur olması benim hatam değil. Open Subtitles هو الآن يعلم بأنه سوبيغان وليس ذنبي بأنه كان أحدباً
    Bebeğim, bunun bir soru olduğunu biliyor, tamam mı? Soruyu sana soruyor. Open Subtitles إنه يعلم بأنه السؤال لكنه يسألك بأن تجيبه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد