Adamın henüz haberi yok ama evi büyük bir değişime uğrayacak. | Open Subtitles | هو لا يعلم بذلك بعد، لكن بيته ستطرأ عليه تعديلات كبيرة |
Orada saklıyorum. Ama bundan kimsenin haberi yok? | Open Subtitles | مُخبأ بعيداً لا أحد يعلم بذلك ، هل أدركت ذلك ؟ |
Sanırım ruhunu şeytana sattı ve bunun farkında bile değil. | Open Subtitles | أظنه قد باع روحه لكائن شرير و هو لا يعلم بذلك بعد |
Bu ilk değil son da olmayacak ama şimdi Tanner bunun farkında. | Open Subtitles | أنها ليست المرة الأولى ولن تكون الأخيرة والآن تانر يعلم بذلك |
Anne, babam Jake' in bu paraya biriktiremeyeceğini biliyordu. | Open Subtitles | ماما.. هو يعلم ان جاكوب لا يدخر النقود مع الوقت هو يعلم بذلك |
Ama bunu kimse bilmiyordu. | Open Subtitles | ربما مع أنه لم يكن أحد يعلم بذلك |
Ve bu odanın dışındaki kimse kocam bile bunu bilmiyor. | Open Subtitles | ولا أحد خارج هذه الغرفة ولا حتى زوجي، يعلم بذلك |
Kendi kendime "Bu köpek bir gün.... ölecek ve bundan haberi bile yok" dedim. | Open Subtitles | وفكرت إن هذا الكلب سيموت يوما ما ولا يعلم بذلك إنه لمحظوظ جدا |
Onu İkinci Kira olabileceğinden şüphelenildiği için tutukladığımızı söylemek panik yaratabilir; bu yüzden menejerine uyuşturucu kullanması ile ilgili sorularımızı yanıtlaması için tutukladığımızı söyleyeceğiz. Ama halkın bundan haberi olacağını hiç düşünmüyorum. | Open Subtitles | ولكي لا يعلم بذلك, ققرت القبض عليها لحيازتها المخدرات وبهذه الطريقة حتى مديرة أعمالها لن تعلم بهذا |
Bugün geliyor, kimsenin haberi yok. Hatırladın mı? | Open Subtitles | إنه قادم اليوم , و لا أحد يعلم بذلك , ألا تتذكر ؟ |
Demek istediğim sikik bir flamingo Ben Diamond'ın haberi olmadan Miami'ye işemez. | Open Subtitles | أنا أعني، طائر الفلامينقو لم يتبول في ميامي و بين دايموند . لم يعلم بذلك |
Pekâlâ, nasıl olur da bir kadın tek başına iki çocuğu büyütebilir ve bundan kimsenin haberi olmaz? | Open Subtitles | حسنا ، كيف للمرء أن يربي طفلين و لا أحد يعلم بذلك ؟ |
Kemiklerinden etini parça parça sökmek isteyen akbabalarla çevirili ama haberi yok. | Open Subtitles | انه محاط بالنسور الذين يريدون اختيار اللحم من عظامه لكنه لا يعلم بذلك |
Oğlum elimden kayıp gidiyor gibi hissediyorum ama o bunun farkında değil. | Open Subtitles | أشعر كأنّه يبتعد عني، و هو لا يعلم بذلك و ... |
Buradaki herkes bunun farkında. | Open Subtitles | انت المسيطر. الجميع يعلم بذلك. |
bunun farkında değil. Bunu takdir edemez. | Open Subtitles | انه لا يعلم بذلك ولا يستطيع تقديره |
Tabii ki, bunun farkında değildi. | Open Subtitles | بالطبع لم يكن يعلم بذلك. |
Ve bunu yapan her kimse, zehirlendiğini biliyordu. Bilmeden, kimse gidip bir cesedi bıçaklamaz. Gerçekten mi? | Open Subtitles | و مهما كان من فعلها، لابد و أنه علم بذلك لا يمكن لأحد أن يطعن جثة و لا يعلم بذلك |
Her ne anlatmaya çalışıyorsan, o biliyordu biz bilmiyorduk öyle mi? | Open Subtitles | أياً كان ماتخبرني إياه, هو كان يعلم بذلك ونحن لا؟ |
Tabii Robert bunu bilmiyordu, | Open Subtitles | وكما تعلمين.. لم يعلم بذلك بالطبع |
Bilinçli olman onun suçu değildi, bilmiyordu. | Open Subtitles | لا ذنب له بأنك واعية لم يكن يعلم بذلك |
İnsanlar o 31'ciye gülüyorlar ve o, bunu bilmiyor bile. | Open Subtitles | الناس بضحكون على ذلك المغفل وهو لا يعلم بذلك حتى |
Ve, yani, komik, yani bu garip kuru şekilde. kendisi bile bunu bilmiyor. | Open Subtitles | ومرح ولكن بطريقة جافّة حيث لا يعلم بذلك حتّى |