ويكيبيديا

    "يعلم بذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • haberi
        
    • bunun farkında
        
    • biliyordu
        
    • bilmiyordu
        
    • bunu bilmiyor
        
    Adamın henüz haberi yok ama evi büyük bir değişime uğrayacak. Open Subtitles هو لا يعلم بذلك بعد، لكن بيته ستطرأ عليه تعديلات كبيرة
    Orada saklıyorum. Ama bundan kimsenin haberi yok? Open Subtitles مُخبأ بعيداً لا أحد يعلم بذلك ، هل أدركت ذلك ؟
    Sanırım ruhunu şeytana sattı ve bunun farkında bile değil. Open Subtitles أظنه قد باع روحه لكائن شرير و هو لا يعلم بذلك بعد
    Bu ilk değil son da olmayacak ama şimdi Tanner bunun farkında. Open Subtitles أنها ليست المرة الأولى ولن تكون الأخيرة والآن تانر يعلم بذلك
    Anne, babam Jake' in bu paraya biriktiremeyeceğini biliyordu. Open Subtitles ماما.. هو يعلم ان جاكوب لا يدخر النقود مع الوقت هو يعلم بذلك
    Ama bunu kimse bilmiyordu. Open Subtitles ربما مع أنه لم يكن أحد يعلم بذلك
    Ve bu odanın dışındaki kimse kocam bile bunu bilmiyor. Open Subtitles ولا أحد خارج هذه الغرفة ولا حتى زوجي، يعلم بذلك
    Kendi kendime "Bu köpek bir gün.... ölecek ve bundan haberi bile yok" dedim. Open Subtitles وفكرت إن هذا الكلب سيموت يوما ما ولا يعلم بذلك إنه لمحظوظ جدا
    Onu İkinci Kira olabileceğinden şüphelenildiği için tutukladığımızı söylemek panik yaratabilir; bu yüzden menejerine uyuşturucu kullanması ile ilgili sorularımızı yanıtlaması için tutukladığımızı söyleyeceğiz. Ama halkın bundan haberi olacağını hiç düşünmüyorum. Open Subtitles ولكي لا يعلم بذلك, ققرت القبض عليها لحيازتها المخدرات وبهذه الطريقة حتى مديرة أعمالها لن تعلم بهذا
    Bugün geliyor, kimsenin haberi yok. Hatırladın mı? Open Subtitles إنه قادم اليوم , و لا أحد يعلم بذلك , ألا تتذكر ؟
    Demek istediğim sikik bir flamingo Ben Diamond'ın haberi olmadan Miami'ye işemez. Open Subtitles أنا أعني، طائر الفلامينقو لم يتبول في ميامي و بين دايموند . لم يعلم بذلك
    Pekâlâ, nasıl olur da bir kadın tek başına iki çocuğu büyütebilir ve bundan kimsenin haberi olmaz? Open Subtitles حسنا ، كيف للمرء أن يربي طفلين و لا أحد يعلم بذلك ؟
    Kemiklerinden etini parça parça sökmek isteyen akbabalarla çevirili ama haberi yok. Open Subtitles انه محاط بالنسور الذين يريدون اختيار اللحم من عظامه لكنه لا يعلم بذلك
    Oğlum elimden kayıp gidiyor gibi hissediyorum ama o bunun farkında değil. Open Subtitles أشعر كأنّه يبتعد عني، و هو لا يعلم بذلك و ...
    Buradaki herkes bunun farkında. Open Subtitles انت المسيطر. الجميع يعلم بذلك.
    bunun farkında değil. Bunu takdir edemez. Open Subtitles انه لا يعلم بذلك ولا يستطيع تقديره
    Tabii ki, bunun farkında değildi. Open Subtitles بالطبع لم يكن يعلم بذلك.
    Ve bunu yapan her kimse, zehirlendiğini biliyordu. Bilmeden, kimse gidip bir cesedi bıçaklamaz. Gerçekten mi? Open Subtitles و مهما كان من فعلها، لابد و أنه علم بذلك لا يمكن لأحد أن يطعن جثة و لا يعلم بذلك
    Her ne anlatmaya çalışıyorsan, o biliyordu biz bilmiyorduk öyle mi? Open Subtitles أياً كان ماتخبرني إياه, هو كان يعلم بذلك ونحن لا؟
    Tabii Robert bunu bilmiyordu, Open Subtitles وكما تعلمين.. لم يعلم بذلك بالطبع
    Bilinçli olman onun suçu değildi, bilmiyordu. Open Subtitles لا ذنب له بأنك واعية لم يكن يعلم بذلك
    İnsanlar o 31'ciye gülüyorlar ve o, bunu bilmiyor bile. Open Subtitles الناس بضحكون على ذلك المغفل وهو لا يعلم بذلك حتى
    Ve, yani, komik, yani bu garip kuru şekilde. kendisi bile bunu bilmiyor. Open Subtitles ومرح ولكن بطريقة جافّة حيث لا يعلم بذلك حتّى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد