kimse ondan bilgi alamaz o her şeyi biliyor vandalizm hayranları, şapkalarınıza hakim olun | Open Subtitles | هو يعلم كل شيء أنصار التخريب، ترقبوا الآتي |
Ancak şüpheli hakkımızdaki her şeyi biliyor. | Open Subtitles | نعم اتذكر ذلك ومع ذلك فان المختطف يعلم كل شيء عنا |
Aile hakkında her şeyi biliyor ve ihtiyacını elde edebilmek için her hareketlerini izliyor. | Open Subtitles | كان يعلم كل شيء عن هذه العائلة وراقب جميع تحركاتهم ليتأكد من تحقيق مبتغاه |
Benim hakkımda, bizim hakkımızda her şeyi biliyordu. Bay X, Christopher'du. | Open Subtitles | كان يعلم كل شيء عني ، عنّا كريستوفر هو السيد أكس |
Bu akşam babamın bir arkadaşı ile tanıştım. her şeyi biliyordu ve bana yardım edecekti. | Open Subtitles | التقيت بصديق له الليلة وكان يعلم كل شيء وكان سيساعدني |
O bu oyun hakkında herşeyi biliyor. | Open Subtitles | هو يعلم كل شيء ممكن معرفته عن هذه اللعبة |
Tanrı her şeyi bilir. Bana gerçekleri gösterdi. | Open Subtitles | الرب يعلم كل شيء |
Devyn çiftçilik hakkında her şeyi bilirdi. | Open Subtitles | حسناً, إنه يعلم كل شيء عن الزراعة. |
Çünkü senin hakkında her şeyi biliyor pislik! | Open Subtitles | لأنه يعلم كل شيء عنك، أيها اللعين المختل. |
Benim hakkımda her şeyi biliyor olmasına rağmen neden beni hatırlamıyormuş gibi davrandı? | Open Subtitles | لماذا يتظاهر بأنه لا يتذكرني ؟ وهو بالحقيقة يعلم كل شيء عني؟ |
Eğer onlarla nasıl savaşacağını biliyorsa, onlar hakkında her şeyi biliyor olabilir. | Open Subtitles | إن كان يعلم كيف يقاتلهم فلعلّه يعلم كل شيء عنهم. |
Sadece mirastan değilmiş, Lord Darlington her şeyi biliyor. | Open Subtitles | ,إنه ليس مجرد كلام نساء جون دارنجتون" يعلم كل شيء عنها" |
Gidin o ikisine sorun. her şeyi biliyor. | Open Subtitles | أمضيا و أسئلا رجلكم، إنه يعلم كل شيء. |
Savaş kayıtlarımız hakkında her şeyi biliyor. | Open Subtitles | انه يعلم كل شيء عن سجلّات حربنا |
Hey,O bizim hakkımızda her şeyi biliyor. | Open Subtitles | اسمعوا، أؤكد لكم أنه يعلم كل شيء |
- Hakkımızdaki her şeyi biliyor. | Open Subtitles | هو يعلم كل شيء عنا |
Herkes her şeyi biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم كل شيء |
Başından beri her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لا ، لقد كان يعلم كل شيء كل هذا الوقت. |
Annemle konuştum ve haberi vardı ve BM bilgi hizmetleri müdürü her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع أمي وكانت تعلم . . والمدير من خدمات معلومات الأمم المتحدة . . يعلم كل شيء عنه . . |
Deel sendromu olduğumu öğrenmiştim bu konuda her şeyi biliyordu, moralim çok bozuktu. | Open Subtitles | كنت عندها قد إكتشفت أنني مريضة ب "ديل", هو كان يعلم كل شيء بخصوصه و أنا كنت في إنحطاط شديد. |
herşeyi biliyor. Golf oynadığınızı ve herşeyinizi biliyor. | Open Subtitles | إنه يعلم كل شيء يعلم أنك تلعب الجولف |
Patron Huang, Ota hakkında herşeyi biliyor. | Open Subtitles | "الزعيم "هونج" يعلم كل شيء عن "أوتا |
Drake bu şehirde olan her şeyi bilir. | Open Subtitles | درايك) يعلم كل شيء) يحدث في هذه المدينة |
O hep haklıydı. her şeyi bilirdi. | Open Subtitles | هو دائماً على حق يعلم كل شيء |