Fakat eğer bu bizim tatbikatımızın bir parçası ise, reklam yapmıyorlar. | Open Subtitles | ولكن لو ان هذا جزء من التمرين فانهم لا يعلنون |
15 dakikada işinin bittiğini söyleyip reklam yapıyorlar. | Open Subtitles | في الواقع إنهم يعلنون أنهم سيدخلوك ويخرجوك من المكان خلال 15 دقيقة |
Saldırı emrine uymayan tüm subayların boynuna "Ben bir kaçağım, Alman kadın ve çocuklarını savunmayı reddettim." yazılı bir ilan asılacak en yakın ağaçta sallandırılacaklar. | Open Subtitles | جميع الضباط الذين لن يدعمو الهجوم .. و يعلنون فرارهم و يرفضون الدفاع عن النساء و الأطفال الألمان |
Operatörler New York'dan Japonya'ya kadar her yerde saklanan askeri güçler olduğunu ve bu güçlerin korkudan ortaya çıkmadıklarını söylüyorlar... | Open Subtitles | عاملي الراديو من نيويورك الى اليابان يعلنون عن وجود قوات مختبئة رافضين للاعلان عن نفسهم خوفا على حياتهم |
Bilmiyorum. Bir gece öncesinden duyuruyorlar. | Open Subtitles | لا أدري، يعلنون في الليلة السابقة. |
Olduğunu söylediğin şey olmamana dönersek, şirketlerin yaptığı en basit hata olmadıkları şeyin reklamını yapmalarıdır. | TED | حينما يتعلق الأمر بأن تكون ما تقوله عن نفسه، فأن أسهل الأخطأ التي تفعلها الشركات هو أنهم يعلنون عن أشياء هي لا تجسدهم. |
Yarın resmî olarak açıklayacaklar. Benim de 4 haftam kaldı. | Open Subtitles | غدا سوف يعلنون عن الاغلاق رسميا تبقى لدي أربعة اسابيع |
- Hayır, reklam. Ne satıyordu? | Open Subtitles | لا, ماذا كانوا يعلنون ؟ |
- Hayır, reklam. Ne satıyordu? | Open Subtitles | لا, ماذا كانوا يعلنون ؟ |
Ama onlarda sen yoksun, ve reklam yapmıyorlar. | Open Subtitles | لكنهم لا يملكونك، ولا يعلنون. |
Bazıları reklam yapar. | Open Subtitles | بعض منهم يعلنون ذلك حقاً؟ |
Ama onu öldürmek istedilerse neden bu silahın sahibi olduklarını ilan ettiler? | Open Subtitles | لكن لو انهم انتووا قتلها فلم يعلنون ملكيتهم للسلاح؟ |
Onu düzmece bir yargıç önünde suçlayacaklar sahte bir duruşma tezgahlayacaklar suçlu ilan edip, hapise atacaklar ve sonra avluya kadar sürükleyip kafasına bir kurşun sıkacaklar. | Open Subtitles | سيسحبونه أمام محكمة مزيفة, و سيقيمون محاكمة صورية, و يعلنون أنه مذنب, و ينطقون بالحكم, و من ثم... |
Galán'ın iade konusundaki desteğini devralırsa, kaçakçılar savaş ilan ederdi. | Open Subtitles | " إنْ أخـذ موقـف غـالان في " إتـفاقية التـسليم تـجار المـخدرات ومروّجيها سوف يعلنون الحـرب |
Federal sağlık yetkilileri bu olayın tatilciler için bir tehlike teşkil etmediğini söylüyorlar. | Open Subtitles | نائبو وزارة الصحة يعلنون ان ظاهرة المد الأحمر لاتشكل اية خطورة |
Bu evin içinde akıllarına eseni söylüyorlar sonra da diplomatik dokunulmazlıkları olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون ما يحبون في هذا المنزل وبعد ذلك يعلنون الحصانة الدبلوماسية |
Ölülerin sayısını radyodan duyuruyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يعلنون عدد القتلى عبر الراديو |
Nişanı duyuruyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعلنون الخطوبة |
Bu Village Voice'in arka sayfasında reklamını yaptıkları tedavilerden. | Open Subtitles | ذلك نوع العلاج يعلنون على ظهر صوت القرية. |
Bir kaç saat içinde elimizde var dedikleri proteinin aslına olmadığını açıklayacaklar. | Open Subtitles | في غضون ساعات قليلة سوف يعلنون أنه لن يكون بروتين أصطناعي على ما أعتقد |
Güç ve ebat gösterisi yapıyorlar rakip erkekleri uyarmak, ve havadaki dişileri etkilemek için. | Open Subtitles | يعلنون عن قوتهم وحجمهم لتحذير الذكور المنافسة ولاجتذاب الإناث من السماء |