Çünkü yakın bir akrabası yoktu. Ve Onun için mahkumun yaptıklarını yapan olmamıştı. | Open Subtitles | لأن ليس لها أقرباء مقربون ، أو أى أحد يعنى لها شيئا كما كان هو |
Yoksa kötü hissederim çünkü bunun Onun için ne kadar önemli olduğunu bilirim. | Open Subtitles | ولكنى اشعر بالقلق لانى اعرف ان ذلك ربما يعنى لها الكثير |
Adam herhalde Onun için bir şeyler ifade etmiş olmalı. | Open Subtitles | فقط أعتقد أن ذلك الشخص لابد و انه كان يعنى لها شيئاً |
Onun için dans her şeydi. Utan kendinden! | Open Subtitles | والتى كان الرقص يعنى لها كل شئ، عار عليك |
Eve dönmüş olman Onun için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذا يعنى لها الكثير أنك فى موطنك الآن |
Onun için dans her şeydi. | Open Subtitles | والتى كان الرقص يعنى لها كل شئ |
Onun için hiç bir anlamın yok. | Open Subtitles | لا يعنى لها شئ. |