Beyaz bir erkek, 43 yaşında, Yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | ذكر أبيض فى الثالثه والأربعون يعيش لوحده |
Bekâr, Yalnız yaşıyor ne bir disiplin suçu var, ne de suç kaydı. | Open Subtitles | أعزب ، يعيش لوحده ليس لديه أي عقوبات تأديبية او سجل إجرامية |
- Yalnız yaşıyor sanırım. - Kötü bir şey değil bu tabii. | Open Subtitles | حسنا، من الواضح أنه يعيش لوحده - ليس كأنه أمر سيء - |
- Şimdi Yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش لوحده الآن |
Hiç kimse yalnız yaşamamalı. | Open Subtitles | لا يجب على الشخص أن يعيش لوحده. |
Büyük bir evde Yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | انه يعيش لوحده في مسكن كبير |
Yalnız yaşıyor sanki. | Open Subtitles | كأنه يعيش لوحده. |
Yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش لوحده. |
İnsanlar yalnız yaşamamalı. | Open Subtitles | لايجب على الرجل أن يعيش لوحده |