Derine Dalıyor. Bay Ware! Bombaları 150 metreye ayarlayın. | Open Subtitles | إنه يغوص أكثر يا مستر وير أعد ضبط قذائف الأعماق إلى 150 |
Çift, birlikte derinlere Dalıyor. | Open Subtitles | معاً، يغوص الزوجان إلى الأعماق. |
İnsanlar, an gelir Shivgarh'da, Gomti nehrinde Dalıyor olabilir. | Open Subtitles | من الممكن انه فى هذه اللحظه يغوص بنهر (جومتى) فى (شهافجار) |
Henry dalmaya gitti. Bir tank dolusu oksijeni var. | Open Subtitles | هنري على وشك أن يغوص ، وكما تعلمين حصل على أنابيب أكسجين وعدة كاملة |
Turistler neden kafese tıkılıp köpekbalığı kaynayan suya girmek isterler? | Open Subtitles | وأن يغوص في مياه تعج بأسماك القرش؟ ليس الأمر منطقياً |
Daha 23'ünde olan Amelie Poulain kısacık hayatının ve yorgun vücudunun evrensel acının girdaplarında tükenmesine izin vermişti. | Open Subtitles | مما دعها بجسمها المتعب النحيل ... يغوص من المحيط الى النهر في تلك الويلات العالمية |
Kendi kocam ve çocuklarımdan sıkıldığım için kendimi işime vereyim dedim. | Open Subtitles | الأول هو الحصول على بالملل مع زميلي والنسل، حتى ظننت أنني سوف يغوص في وظيفتي. |
Dibe Dalıyor! | Open Subtitles | ! إنه يغوص تحت الماء |
Dalıyor. | Open Subtitles | إنه يغوص |
Dalıyor. | Open Subtitles | يغوص بالعمق |
Dalıyor. | Open Subtitles | إنه يغوص |
- Hedef Dalıyor! | Open Subtitles | - الهدف يغوص |
Dalıyor! | Open Subtitles | ! إنه يغوص |
Hala dalmaya devam ediyoruz | Open Subtitles | قريب , اتصال , مازال يغوص |
Rick'i daha derine dalmaya sen zorladın sanmış. | Open Subtitles | اعتقدتْ أنّك أنتَ من أجبر (ريك) على أن يغوص لعمقٍ أطوَل. |
Bu adam, buzun altından gelen kanı görünce suya dalmak istiyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يرى دماء تحت الثلج لذا يريد أن يغوص |
Daha 23'ünde olan Amelie Poulain kısacık hayatının ve yorgun vücudunun evrensel acının girdaplarında tükenmesine izin vermişti. | Open Subtitles | التي خاضتها بالكد والتعب طوال حياتها الـ 23 أميلي بولا مما دعها بجسمها المتعب النحيل ... يغوص من المحيط الى النهر في تلك الويلات العالمية |
- Kendimi işe vereyim dedim. | Open Subtitles | الفكر وأود أن يغوص في وظيفتي. |