Herhalde bunun, hangi bekaret kemerini açtığını bulmamı istiyorsun. | Open Subtitles | -افترض انك تريدني أن أرى ما نوع القفل الذي يفتحه |
Bu anahtarın nereyi açtığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد معرفة ما يفتحه هذا المفتاح |
Anahtarımız yoksa elimizde olmayan açtığı şeyi açmamız mümkün olmaz. | Open Subtitles | لو ليس بحوزتنا المفتاح لا يمكننا فتح أياً ما يفتحه |
Yani bu anahtarın açtığı şeyi bulmaya gideceğiz demektir. | Open Subtitles | وعلينا أن نسعى لمعرفة ما يفتحه هذا المفتاح |
Bunu her kim yaptıysa, ya hiç kimsenin onu açmasını istemedi ya da herhangi birinin onu açmasını istemediler demek oluyor. | Open Subtitles | معناه أنه أياً كان من صنع هذا الصندوق لم يرد لأحد أن يفتحه أو لم يرد أن يفتحه بسهولة |
Merak ediyorum, acaba bu neyi açıyor? | Open Subtitles | أتساءل ما الذي يفتحه هذا الشيء؟ |
Arabanın kapısını o açar. | Open Subtitles | إذا باب السيارة بحاجة لأن يفتح ، أنه يفتحه. |
Eğer insanlığın yeniden açmak için seçer, öyle olsun. | Open Subtitles | . إذا إختار جنس البشر أن يفتحه مجدداً ، فليكن هذا |
Bu anahtar her neyi açıyorsa, içinde mutlaka değerli bir şey olmalı. | Open Subtitles | وأياً ما يفتحه المفتاح يخفي شيئاً ذا قيمة |
Ne olduğunu veya neyi açtığını bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما هو أو ما الذي يفتحه |
Ne açtığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ مـا يفتحه هـذا. |
Bunun ne olduğunu ya da nereyi açtığını bilmiyorum ama Greg'in bunu bulmalarını istemeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ماهو ذلك ولا ماالذى يفتحه ولكن كل ما أعلمه أن (جريج) لم يكن يريد لهم أن يحصلوا عليه |
Yani bu anahtarın açtığı şeyi bulmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | لذا علينا أن نسعى لمعرفة ما يفتحه هذا المفتاح |
Elimizde anahtar yoksa, onun açtığı elimizde olmayan hiçbir şeyi açamayız. | Open Subtitles | لو ليس بحوزتنا المفتاح لا يمكننا فتح أياً ما يفتحه |
Danny anahtarsa kilidini açtığı şey de orada olabilir. | Open Subtitles | إن كانوا يظنون "داني" هو المفتاح، فقد يكون ما يفتحه في ذلك المكان. |
Beraber yürüyeceğiz, kapıya gideceksin ve arkadaşına kapıyı açmasını söyleyeceksin. | Open Subtitles | سوف نأخذك إلى الباب، وستخبر الرجل أن يفتحه. |
Yani katil, ya şifreyi biliyordu ya da saldırmak için kurbanın onu açmasını bekledi. | Open Subtitles | مما يعني أن القاتل إما أنه يعرف التوليفة أو إنتظر فحسب حتى يفتحه الضحية ليقوم بالهجوم |
Kasayı açmasını söylesen iyi olur. | Open Subtitles | اطلب منه أن يفتحه |
Bunda etiket yok. Acaba neyi açıyor? | Open Subtitles | وهذا ليس مسمى أتساءل ما يفتحه. |
Acaba neyi açıyor? | Open Subtitles | أتسائل ما الذي يفتحه |
Hafif meltem esince gözlerini açar, aşık nektarın aktığını görür ellerine nazikçe alır ve omzunun kenarına sürer, sanki bir çelenk misali. | Open Subtitles | عندما يفتحه النسيم الخفيف عيناه كما يرى العشيق تدفقات الرحيق |
Ya da, bilgeler kapıyı hep birlikte açmak durumundadırlar. Aynı anda atılan beş ateş topu gereklidir. | Open Subtitles | أو يفتحه خمسه حكماء معاً بضربات متسلسلة من النار |
Ve bu anahtar her neyi açıyorsa, içinde değerli bir şey var. | Open Subtitles | وأياً ما يفتحه هذا المفتاح هناك شيئاً ثميناً داخلة |
Bu tarz bir kilit, ancak onun becerilerine sahip biri tarafından açılabilir. | Open Subtitles | هذا النوع من الاقفال الذي لايستطيع احد غيره ان يفتحه |