Senin yatak istirahatında olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تكوني مستريحة على الفراش؟ غادر الد. |
Senin yatak istirahatında olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تكوني مستريحة على الفراش؟ غادر الد. |
Uçan bir objeyi ya da ona benzer bir şeyi takip ediyor olmamız gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ نتبع غرضاً طائراً أو ما شابه؟ |
Gerçek bir babanın davranması gerektiği gibi davranmadım sana. | Open Subtitles | لمْ أعاملكِ قطّ كما يفترض أنْ يفعل الأب الحقيقيّ |
Olması gerektiği hâle dönüşen biri... | Open Subtitles | باعتباره شخصاً عاد كما يفترض أنْ يكون... |
Masa başı işe başladığımda, geçici olması gerekiyordu. | Open Subtitles | عندما بدأت العمل الإداريّ كان يفترض أنْ يكون عملاً مؤقّتاً |
Erimiş olması gerekiyordu. Bu güce sahip olan tek kişi benim. Geri alabilecek tek kişi de ben olmalıyım. | Open Subtitles | يفترض أنْ يذوب، فوحدي أمتلك هذه القدرة ويفترض أنْ أكون قادرة على إزالته |
Bu senin olmalıydı, ama hiçbir zaman bunu sana verme şansı bulamadım. | Open Subtitles | كان يفترض أنْ تكون لك لكنْ لمْ تسنح لي الفرصة لأعطيك إيّاها |
Senin laboratuarda iksir üstünde çalışman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تكون في المختبر تعمل على إعداد الشراب؟ |
Laboratuvarda serumunu tamamlıyor olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تكون في المختبر تكمل المصل؟ |
Titreşim yayması ya da en azından kötü bir şey yapması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تهتزّ وتقوم بأمر شرّير؟ |
Böyle olması gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تكون الأمور بهذه الطريقة؟ |
Dinleniyor olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تستريح؟ |
Senin başka bir yerde olman gerekmiyor mu? Doğru. | Open Subtitles | (كريستوف)، ألا يفترض أنْ تكون في مكان آخر؟ |
Mutlu olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أنْ تكوني سعيدة؟ |
Şimdi artık her şey olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | والأحوال الآن كما يفترض أنْ تكون |
Sonunda, diyarın en çok aranan adamı... olması gerektiği gibi... benim. | Open Subtitles | أخيراً، أكثر الرجال المطلوبين في سائر البلاد بات كما يفترض أنْ يكون... في قبضتي |
Burada olması gerekiyordu. | Open Subtitles | يفترض أنْ يكون هنا |
Yani beşiğinin üzerinde asılı olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض أنْ تُعلّق فوق مهدك |
Anlayamıyorum. O aradığımız bebek olmalıydı. | Open Subtitles | لمْ أفهم، كان يفترض أنْ تكون تلك هي الطفل المقصود |