Henüz çok geç değil doktor. | Open Subtitles | لم يفت الاوان ايها الطبيب سأكون صالحة معك |
Kasper, yarın TV1'e çıkıp durumu kurtaralım. çok geç değilse tabii. | Open Subtitles | اريد مقابلة مع المحطة الاولى، لم يفت الاوان |
Enfeksiyonda zaten aptallık ettik ama hâlâ çok geç değil. | Open Subtitles | نحن اغبياء بشأن الالتهاب سلفا لكن لم يفت الاوان |
Üstündeki kartta: "Hayaller için hiçbir zaman geç değildir.' yazıyor. | Open Subtitles | البطاقة تقول "لم يفت الاوان بعد على الحلم" |
Evet, bilirsin, hiçbir zaman geç değildir. | Open Subtitles | حسنا، كما تعلمون، أنه لم يفت الاوان. |
Bak, baba, çok geç değil. | Open Subtitles | اسمع ابي لم يفت الاوان اقصد يمكننا ان نحاول |
Benimle evlenmek istemiyorsan, çok geç değil. | Open Subtitles | إن كنت لاتريد الزواج مني .. لم يفت الاوان بعد |
Biliyorum. Henüz çok geç değil. Hala bir geleceğin var. | Open Subtitles | اعلم انه لم يفت الاوان ما زال لديك مستقبل |
- Asla çok geç değildir. - Bunu Vinn'e söyle. | Open Subtitles | لم يفت الاوان ابدا قل هذا لفين |
Umarım ziyaretçi için çok geç bir vakitte gelmemişimdir | Open Subtitles | آمل انه لم يفت الاوان لاستقبال الزوار |
Pernille Madsen'e dönmek için çok geç değil, söylemiş olayım da. | Open Subtitles | لم يفت الاوان للرجوع لبيرنيل مادسن |
Henüz çok geç değil. Bunu yapman gerekmez. | Open Subtitles | -لم يفت الاوان ليس عليك فعل ذلك |
çok geç değil. | Open Subtitles | لم يفت الاوان بعد |
Geri çekilmek için artık çok geç, Finch. | Open Subtitles | لم يفت الاوان للتراجع يا فينش |
Ama onun için çok geç değil. | Open Subtitles | لكن لم يفت الاوان عليها |
çok geç değil. | Open Subtitles | لم يفت الاوان بعد |
Ne için çok geç değil? | Open Subtitles | يفت الاوان على ماذا |
çok geç değil. Sadece cesur ol. | Open Subtitles | لم يفت الاوان بعد فقط مزقيها |
Geri dönmek için hiçbir zaman geç değildir. | Open Subtitles | لم يفت الاوان ابدا لاستعادته. |
Hiçbir zaman geç değildir. | Open Subtitles | لم يفت الاوان ابداً |