Büyük miktarda amonyak üretmek için gereken basınç dünyadaki her reaktörü patlatır. | Open Subtitles | بأمكانهِ ان يفجر مدينة صغيرة؟ الضغط الذي ستحتاجه لانتاج هذا الكم الهائل من الامونيا |
Ama ANBU, kendini uçurmadan önce yaşlı adam Gennou'nun peşinde değil miydi? | Open Subtitles | ولكن, ألم يكن جينو مطاردا من قبل الأنبو قبل أن يفجر نفسه؟ |
Oyunun adı: Bender'ın dediğini yap, yoksa gezegeni havaya uçurur! | Open Subtitles | اسم اللعبة هو اجعل بيندر سعيداً أو سوف يفجر الكوكب |
Ben ise, tam aksine, bir şeyleri patlatan birinin gitmek isteyebileceği tek odaya daha fazla adam yollardım. | Open Subtitles | أنا على العكس سآمر بمزيد من الحراس لحماية الغرفة الوحيدة التى يمكن لمن يفجر الأمور أن يريد الوصول إليها |
Parlamento binasını, içindeki kral ve diğer parlamenterlerle birlikte havaya uçurmaya çalışmış. | Open Subtitles | حاول أن يفجر البرلمان و الملك و اللوردات و الحكومة كلها بداخله |
Bu seni çok şaşırtacak. | Open Subtitles | سوف يفجر هذا رأسك |
Yeter ki şu çatlak, sıyırmış teröristi Baltimore Bulvarı'nda bir nükleer bomba patlatmadan önce bulalım. | Open Subtitles | لنوقف فقط ذلك الشرير الإرهابى المجنون... قبل أن يفجر قنبلة نووية فى شارع "ويلشاير", اتفقنا؟ |
Birinin peşinden gidiyor, bombayı patlatabilir mi? | Open Subtitles | إنه يصطدم من الخلف ببعض السيارات هل من الممكن أن يفجر هذا القنابل النووية؟ |
Hain bir Jedi, Jedi Tapınağını havaya uçurmayı denedi bu ve diğer ölümler için bana tuzak kurdu. | Open Subtitles | جاداي خائن يحاول ان يفجر معبد الجاداي واشركني فى هذا الموضوع وقتل اخرين |
Hayır, tüm dünya patlamak üzere olsa. | Open Subtitles | لا، العالم كله على وشك أن يفجر. |
O maskeyi taktığı zaman, senin kapalı kapılarını patlatıyor. | Open Subtitles | عندما يضع هذا القناع،سوف يفجر كل الابواب اللعينة. |
Keşke her şey suratımızda patlamadan neyi bilmediğimizi bilebilsek. | Open Subtitles | نعم، إذا استطعنا أن نعرف فقط ما لم نكن نعرف قبل أن فقط كل يفجر في وجوهنا. |
Oraya koşmak için 20 dakikanız var yoksa başka bir şey patlayacak. | Open Subtitles | هل هما 20 دقيقة لتشغيل هناك أو أي شيء آخر يفجر. |
Birisi neden uçak patlatır ki zaten? | Open Subtitles | ما يدفع أي شخص أن يفجر طائرة ركاب؟ |
Birini indirsek diğeri patlatır. | Open Subtitles | إذا تخلصنا من واحد سوف يفجر الثاني |
Gemiyi havaya uçurmadan yakalardık. | Open Subtitles | يمكننا ان نعتقله و نضعه بعيدا قبل حتى ان يفجر السفينة |
Tercihen başka bir canavar yaratmadan, başka bir binayı uçurmadan, ya da bizden birini daha kaçırmadan önce. | Open Subtitles | ويفضل قبل أن يصنع وحشا جديدا او كما تعلم , يفجر مبني آخر او يخطف احدا منا |
Burger King'in tuvaletinde patlatan aptal, çatlak bir müslüman da olabilirsin, | Open Subtitles | يفجر كيساً مليئاً بالمسامير في احشائه في احدى دورات مياه |
Bassam Aramin 16 yaşındayken İsrailli bir askeri konvoyu el bombasıyla havaya uçurmaya çalıştı. | TED | عندما كان عمر بسام أرامين 16 عاماً حاول أن يفجر القافلة العسكرية الإسرائيلية بقنبلة يدوية. |
Bu seni çok şaşırtacak diyorum Mulder. | Open Subtitles | لقد أخبرتك " مولدر " هذا سوف يفجر رأسك |
Adamın beynini patlatmadan önce sorguya çeker. | Open Subtitles | لكى يستجوبه قبل أن يفجر رأسه |
Bunun yanında, ödesek bile, ...yine de bombayı patlatabilir ve elçiyi öldürebilir. | Open Subtitles | و علاوة على ذلك ، إذا دفعنا له فسيظل بإمكانه أن يفجر القنبلة و يقتل السفيرة |
Elleri çok titriyor, bizi havaya uçurur. | Open Subtitles | أتضمنه عندما يفجر الديناميت بيديه المرتعشتين لن يفجرنا ؟ |
Charles... Kongre'yi havaya uçurmayı planlıyor. | Open Subtitles | تشارلز انة ينوى ان يفجر الكونجريس |
Hayır, tüm dünya patlamak üzere olsa. | Open Subtitles | لا، العالم كله على وشك أن يفجر. |
Yani ilk önce gelip Depo'yu patlatıyor sonra Depo'da ölüyor, şimdi de ona musallat mı oluyor? | Open Subtitles | إذن بداية يفجر المستودع ثم يموت هنا وبعدها يقتنصك؟ |
Ah, Tanrım, onun Bypass'ı patlamadan babana yardım et. | Open Subtitles | ساعد أبوك قبل أن يفجر صمّاماته |
-Onu yutunca patlayıcılar patlayacak. | Open Subtitles | عندما يبتلع يفجر المادة المتفجرة. |
Eğer Knox öldüğümüzü sanıyorsa, neden ajansı havaya uçurdu? | Open Subtitles | ان كان نوكس يحسبنا أمواتا فلم يفجر الوكالة؟ |