Tom Ripley, sizi ya da sahip olduklarınızı istemekten öteye gidip siz olmayı ve bir zamanlar sahip olduklarınızın hepsini istiyor. Siz yerin altındayken, adınızı kullanıyor, yüzüklerinizi takıyor, banka hesabınızı boşaltıyor. | TED | يتحوّل طوم من رغبتك أو رغبة ما تمتلكه إلى انتحال شخصيتك و امتلاك ما كنت تملكه، و بينما أنت أسفل ألواح الأرضية، فهو يجيب عندما ينادى اسمك، يرتدي خواتمك، يفرغ حسابك البنكيّ. |
Bütün marina çalışanlarını bilir, ...adamlar aradığımız çöp tenekelerini boşaltıyor. | Open Subtitles | سيكون لديه الجميع من مدير الميناء إلى الرجل الذي يفرغ براميل الزبالة ليبحثوا عنا |
Silah boş, Yüzbaşı. Kurşunları çıkarttık. | Open Subtitles | إنه فارغ كابتن رأينا الرصاص وهو يفرغ |
Kadehin asla boş olmayacak, çünkü senin şarabın olacağım. | Open Subtitles | كأسك لن يفرغ أبداً لأنى سأكون نبيذك |
Salon boşalana kadar sabırla beklemiş olabilir silahı almış ama bunu yapmamış gibi davranmış da olabilirsiniz. | Open Subtitles | ممكن تماما , أيضا بالنسبة لك ولقد انتظرت حتى يفرغ الصالون عندها أخذت المسدس |
O, Mafyanın cebini boşaltırken bayan bir arkadaş dışarıda bekliyor. | Open Subtitles | وتنظره رفيقه له بالخارج بينما كان يفرغ جيوب العصابات و. |
Bir kedinin bulaşık makinesini boşaltmasını seksi hale getirdin. | Open Subtitles | تجعلين القط يبدو مثيراً وهو يفرغ غسّالة الصحون. |
Dur bakalım. İçeridekiyle işi bitince, sırada ben varım. | Open Subtitles | انتظري، أنا التالي بعد أن يفرغ من الشرطيّ |
Bay Rossitano aslında kavanozlarını oradan boşaltıyordu. | Open Subtitles | السيّد (روسيتانو) في الواقع كان يفرغ الجِرار هنا |
Tomografi odası boşaldığında tekrar ultrason çektiririz. | Open Subtitles | حالما يفرغ قسم التصوير سوف آخذها لجلسة رنين أخرى |
Bu adam cebini boşaltıyor, peki ne değişiyor? | Open Subtitles | هذا الرجل يفرغ جيوبه ما الذي تغير فعلاً؟ |
Valizlerini boşaltıyor Michigan Gölü'nde bir kulübede, eski kız arkadaşıyla birlikte. Biz ayrıldık. | Open Subtitles | ''يفرغ أمتعته في كوخ عند بحيرة ''ميتشغن مع صديقته السابقة لأنّنا انفصلنا. |
Bu adam cebini boşaltıyor, peki ne değişiyor? | Open Subtitles | هذا الرجل يفرغ جيوبه ما الذي تغير فعلا؟ |
Evimiz hiç boş kalmıyordu. | Open Subtitles | بيتنا لا يفرغ أبداً |
Evimiz hiç boş kalmıyordu. | Open Subtitles | بيتنا لا يفرغ أبداً |
Oscar'ın biraz içini dökmesi gerekiyor da. boş odayı kullanacaktık ama fotoğrafçı orda malum. | Open Subtitles | أدع (أوسكار) يفرغ غضبه قليلاً أردنا استخدام غرفة الاستراحة |
Pis işe benzediğini biliyorum ama Chris, torban boşalana kadar tohumları dökmelisin. | Open Subtitles | , أسمعوا , أعرف بأنه يبدو مثل عمل قذر , لكن لويس أنت يجب أن تنشر تلك البذور حتى كيسك يفرغ |
Bak, tek yapman gereken kuyu boşalana dek beklemek, ondan sonra senin olanı alırsın. | Open Subtitles | انظروا كنت للتو انتظر حتى يفرغ البئر وأخذ ما هو لك |
Kum boşalana dek ağlamazsa onu öldürmeyeceğini söylemiş. | Open Subtitles | أخبره ذلك بأنه إن لم يبكي حتى يفرغ الرمل, لن يقوم بقتله |
Çalıntı yük konteynerlerini boşaltırken yakaladık. | Open Subtitles | قُبض عليه وهو يفرغ حاوية شحن مسروقة. |
Öyle sanıyorum ki Douglas Gold'dan ceplerini kendisi boşaltmasını istediniz. | Open Subtitles | اني أفترض أنك أمرت السيد "دوغلاس غولد" بأن يفرغ جيوبه بنفسه |
İşi bitince de, seni imha edecek. | Open Subtitles | وعندما يفرغ منكَ، ستكون من الماضي. |
Herkes Lila'nın tarihi toplumu için tavan aralarını boşaltıyordu. | Open Subtitles | الجميع يفرغ السندرات الخاصة بهم، من أجل مجتمع (ليلا) التاريخي |
Sadece depo boşaldığında dururuz, tamam mı? | Open Subtitles | نحن نتوقف فقط حينما يفرغ الخزان |