"يفعلن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yapar
• yapıyor
• yapıyorlar
• yaparlar
• yapmaz
• yapmadılar
• yapmalarına
• yapacaklarını

Bunu yapan kadınların çoğu, para için yapar.
أغلب النساء اللائي يفعلن هذا يفعلنه من أجل المال.

Küçük kardeşler bazen öyle şeyler yapar.
عزيزتي، الأخوات الصغيرات يفعلن هذا أحياناً

Ona göre, sadece fahişeler ve porno yıldızları bu işi yapıyor.
هي تعتقد ان العاهرات و الممثلات الاباحيات هن من يفعلن ذلك

Kadınların çoğu sürekli alışveriş yapıyor. Çünkü yapacak daha iyi bir işleri yok.
معظم النساء اللاتي يشترين كثيراً يفعلن ذلك بسبب الفراغ

Kadınlar, el çekme hususunda çok rahatlar. Nasıl yapıyorlar onu?
ومع ذلك النساء لا يمانعن إبعاد اليد، كيف يفعلن ذلك؟

Şey, striptizciler biliyorum bunu yapıyorlar çünkü bunu seviyorlar .
أنا أعلم بأن راقصات التعري يفعلن ذلك لأنهن يحببنه

Güven bana,hepsi sarhoş olacak. Bunu her çarşamba yaparlar.
ثق بي, هؤلاء الفتيات سوف يثملن, أنهن يفعلن ذلك كل ليلة خميس.

Anneler bunu yapmaz. Anneler çocuklarını incitmez.
الأمهات لا يفعلن ذلك الأمهات لا يؤذين أطفالهن

Kadınlar asla unutamayacağın şeyler yapar.
النساء اللواتي يفعلن لك أشياء لن تنساها أبداً

- "Baştan çıkarıcı bir şeytan." dedin. Dedim, çünkü öyle. Peki, baştan çıkaran şeytanlar ne yapar, Jack?
نعم لقد قلت ذلك لأنها كذلك أتعلم ماذا يفعلن المحاتلات الخبثاء؟

Ecet, öyle dedim. Peki ne yapar onlar Jack?
نعم لقد قلت ذلك لأنها كذلك أتعلم ماذا يفعلن المحاتلات الخبثاء؟

Ne tür kızlar yapıyor bunu biliyor musun?
أتعرف أي نوع من الفتيات الصغيرات يفعلن ذلك ؟

Rahibe okulundaki bazı kızlar kendi kendilerine yapıyor. Yani... Ne olmuş?
بعض الفتيات في مدرسة الرهبنة، يفعلن ذلك بأنفسهنّ في الليل

Bu o kadar da garip değil. Birçok kız bunu yapıyor.
الأمر ليس بتلك الغرابة فتيات كثيرات يفعلن هذا

Temizlikçiler, nasıl oluyor da çatıya çıkıp, sonra da çatıdan içeri sallanıyorlar ve neden ellerinde anahtar ve şifreler varken, bunu yapıyorlar?
كيف ستصعد المنظفات على السطح وينزلن منه لما يفعلن ذلك وهن معهن المفاتيح والكود السري؟

Sanırım birbirlerine kendimize ne yapıyorsak onları yapıyorlar.
إنهن يفعلن ما نفعله لأنفسنا لكن لبعضهما البعض.

Senin için herşeyi yaparlar, değil mi?
إنهنّ على إستعداد لأن يفعلن أي شيء من أجلك ، أليس كذلك؟

Tatlı bir kızdı, vahşi, Bu tarz kızlar her şeyi yaparlar.
فتاة تحب الحفلات نوع من الفتيات اللواتي يفعلن اي شيء

Hostesler de böyle yaparlar ya, böyle yaptıklarında onlara bayılıyorum.
هكذا يفعلها المضيفات أحب عندما يفعلن ذلك

- Ama saygın kızlar öyle şeyler yapmaz.
ولكن الفتيات المهذبات لا يفعلن هذه الأشياء

Şükürler olsun ki kadınlar bunu yapmadılar. Şükürler olsun ki biz,
والحمد لله أن هؤلاء النساء لم يفعلن ذلك. الحمد لله أننا نعيش في عالم

Bunu yapmalarına fırsat tanıyacaksın.
لذا عليك تركهن يفعلن ذلك

kadınların neden her on saniyede bir şunu yapacaklarını bildikleri halde, askısız bluz giydikleri gibi.
وسبب آخر لا أعترض عليه وهو ارتداء النساء قمصاناً ضيقة على الرغم من أنها تجعلهن كل 10 ثوان يفعلن هذا