Yemin ederim o hiç bir şey yapmadı. Lütfen yapmayın. | Open Subtitles | أقسم بالله أنه لم يفعل أي شيء . الرجاء لا. |
Bakın, gerçek silah kullanamazsınız. O size bir şey yapmadı. - Beni dinleyin... | Open Subtitles | ،لا يمكن أن تستخدم كائن فضائي حقيقي لم يفعل أي شيء |
Flanigan yasa dışı ya da protokole karşı gelecek hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | فلانيجان لم يفعل أي شيء غير قانوني أو مخالف للقواعد |
Öyle bir adam ki, emekli olmadan önce siciline bir zafer daha işleyebilmek için... bedeli ne olursa olsun... her şeyi yapar. | Open Subtitles | رجل يفعل أي شيء حتى يضيف إنتصاراً آخر إلى سجله مهما بلغ الثمن قبل أن يخفى نجمه |
Asla CIA'yi tehlikeye atacak bir şey yapmaz. | Open Subtitles | و هو لن يفعل أي شيء لتعريض الاستخبارات للخطر |
Orada yapayalnızlar ve kimse bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | هم وحيدون هناك في الخارج وليس هناك من يفعل أي شيء حيال ذلك |
Eğer doğruysa, yanlış bir şey yapmamış. | Open Subtitles | اذا كان هذا صحيحا، وقال انه لم يفعل أي شيء خطأ. |
Teknik olarak yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | من الناحية الفنية ، لم يفعل أي شيء خاطئ. |
Dürtülerini tatmin etmekten başka bir şey yapmadı ve tüm hayatını da mahvetti. | Open Subtitles | إنه لم يفعل أي شيء إلا أنه ساير وضعه السيء ودمر الكثير من الحيوات خلال ذلك |
O bir şey yapmadı. Ben ona şişeyle vurdum. | Open Subtitles | انه لم يفعل أي شيء , لقد أصبته بالقنينة |
Çünkü Jack Burridge yalan söyleyeceği bir şey yapmadı. | Open Subtitles | لان جاك بريدج لم يفعل أي شيء يكذب عليه |
O'nun iyi biri olduğunu biliyorsunuz. O bunu hak edecek hiç bir şey yapmadı! | Open Subtitles | تعرفون أنه رجل جيد هو لم يفعل أي شيء |
Beni dövmedi. O dövüşe hazır olmadığımı biliyordu. O hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | لم يهزمني ، كان يعلم أنني لم أكن مستعداً للقتال ولم يفعل أي شيء. |
- Ona karşı hiçbir şey yapmadı ki. - Liber8'in amaçlarına uyuyor. | Open Subtitles | هو لم يفعل أي شيء لها هذا يتناسب مع أهداف حركة التحرير 8 |
Arada ondan bahseder ama bunun için hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | مازل يتحدث عن ذلك و كل شيء و لكنه لم يفعل أي شيء حيال ذلك |
Ve onu korumak için her şeyi yapar. | Open Subtitles | أنها تعني كل شيء بالنسبة له ولن يفعل أي شيء قد يؤذيها |
Kötü bir şey yapmaz. Sadece büyümesi gerekiyor. | Open Subtitles | لم يفعل أي شيء غير صحيح هو فقط يحتاج لكي يكبر |
- Tatlım, kimse sana bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | عزيزتي لا أحد يفعل أي شيء لك |
Onlara bir şey yapmamış küçük bir kurbağayı öldürdüler. | Open Subtitles | لقد قتلوا ضفدع صغير لم يفعل أي شيء |
Sana kızgın değilim ama o sana birşey yapmadı | Open Subtitles | أنا لست غاضبا عليك ولكنه لم يفعل أي شيء لك |
Ancak yolumuza devam etmeden önce bizi engellemek için her şeyi yapacak bir tehditi durdurmalıyız. | Open Subtitles | ،ولكن قبل أن نتحرك يجب أن نتصدى لتهديد شديد يريد أن يفعل أي شيء ليعيقنا |
Hewitt'i alana kadar bir şey yapmayacaktır. | Open Subtitles | لن يفعل أي شيء حتى يحصل على هيويت |
Christian bir şey yapmadan kenarda öylece duramaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون لديك كريستان يقف جانبا ولا يفعل أي شيء |
Hayır, ben bir kilometre öteden geldiğini görmeden hiçbir şey yapamaz. | Open Subtitles | لا، انه لن يفعل أي شيء الذي لا اراه قادم من ميل بعيد |
- Baba Başkan Yardımcısı hiçbir şey yapmıyor diyor. | Open Subtitles | والدي يقول أن نائب الرئيس لا يفعل أي شيء. |
Doğrudan değil, ama engel olmak için hiçbir şey yapmayacak. | Open Subtitles | ليس بصفة مباشرة، ولكنه لن يفعل أي شيء لمنع هذا الأمر |