İnsanların aşkı anlamadıkları için onu mahvetmek zorunda olmadıkları vahşi bir yere. | Open Subtitles | الى مكان لا يقوم فيه الناس بتحطيم الحب لانهم لا يفهمونه فقط |
Roman Karakterleri... bırakın öyle kalsınlar. Kitaplardan çıkarılıp anlamadıkları bir dünyaya bırakılıyorlar. | Open Subtitles | إن الشخصيَّات الروائية كتومون منطَوون مُساقون من كتبهم إلى عالم لا يفهمونه |
Anla işte, anlamadıkları değişik bir şey görüyorlar ve korkuyorlar. | Open Subtitles | عندما يرى الناس شىء غريب لا يفهمونه يتملكهم الخوف |
Ve birçok kişi anlıyor. Bu oldukça normal bir şey. | Open Subtitles | وأغلب الناس يفهمونه بشكل طبيعي- |
Bilimciler zar zor anladıkları birşeyi kullanarak hiç anlamadıkları birşeyi anlamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | بالطاقة المظلمة التي تفرقها في والوقت نفسه يتسخدم العلماء شيء بالكاد يفهمونه لمحاولة فهم |
Bunu bilmek, birkaç gün önce anladıklarını sandıkları altüst edecek. | Open Subtitles | يعلمون إنها ستقلب كل شيء يعتقدونه أو يفهمونه منذ بضعة أيام مضت. |
anlayamadıkları bir dünyada, mutsuz bir hayat sürmek zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | سيجبرون أن يعيشوا في حياة مأساوية في عالم لا يفهمونه |
Fakat bir gün, bu pislikler, zar zor anlayabildikleri bir şeyle karşılaştılar. | Open Subtitles | ولكن ... ذات يوم، مجموعة من أولئك الأوغاد قابلوا شيء بالكاد يفهمونه |
Herkes astrolojinin saçma olduğunu düşünür ama bence bu, onu anlamadıkları için böyle. | Open Subtitles | يظن الجميع أنّ علم الفلك مجرّد تفاهات لٔانهم لا يفهمونه |
Bir avuç avukatın anlamadıkları bir şeyden ötürü etrafta dolanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد مجموعة من المحامين يعيثون بالأرجاء على أمر لا يفهمونه |
Anla işte anlamadıkları değişik bir şey görüyorlar... ve korkuyorlar onlara bu tuhaf şeyin güzelliğini öğretiyorsun ve artık korkmuyorlar... çünkü bu onların bir parçası oluyor. | Open Subtitles | عندما يرى الناس شىء غريب لا يفهمونه يتملكهم الخوف لكن إذا علمتهم جمال هذا الشىء الغريب يتخلصون من خوفهم لأنه يصبح جزء منهم |
Alay etmek onlar için anlamadıkları şeyleri kabullenmenin yolu. | Open Subtitles | المزاح هو طريقتهم للتعاطي مع لا يفهمونه |
Besbelli ki, insanların bazıları anlamadıkları şeyden korkuyorlar. | Open Subtitles | بوضوح ، البعض يخاف مما لا يفهمونه |
-Evlerinde oturup diziyi izleyen pek çok insan, olayları benden daha iyi anlıyor. | Open Subtitles | وهناك الكثير من الاشخاص في البيت - يفهمونه أفضل مني بكثير . |
- Zeki olanlar anlıyor. | Open Subtitles | اه، الأذكياء يفهمونه |
Tüm istedikleri veya anladıkları bu. | Open Subtitles | أنهم يشذون بالعنف هذا ما يفهمونه |
İnsanlar doktorların bunu açıkça anladıklarını düşünür. | Open Subtitles | {\cH2BCCDF\3cH451C00}يظن الناس أن الأطباء {\cH2BCCDF\3cH451C00}.يفهمونه بشكل واضح |
Bu pislikler topluluğu anlayamadıkları bir şeye denk geldiler. | Open Subtitles | ذات يوم، مجموعة من أولئك الأوغاد قابلوا شيء بالكاد يفهمونه |
Bu anlayabildikleri tek şey. | Open Subtitles | هذا الشيء الوحيد الذين يفهمونه ؟ |
bilmedikleri şeylerden korkar ve nefret ederler. | Open Subtitles | البشر يخافون مما لا يفهمونه ويكرهون ما يخافون منه |