Bir gün gazetesini okuyor ve daha yeni beraber yemek yediği birinin, hakkında iyi şeyler düşündüğü birinin öldürüldüğünü görüyor. | Open Subtitles | يوماً من الأيام كان يقرأ الصحيفة ويرى بأن شخصٌ ما تعشّى معه للتوّ، شخصٌ قد فكّر فيه كثيراً قد قُتل. |
Bir gün gazetesini okuyor ve daha yeni beraber yemek yediği birinin, hakkında iyi şeyler düşündüğü birinin öldürüldüğünü görüyor. | Open Subtitles | يوماً من الأيام كان يقرأ الصحيفة ويرى بأن شخصٌ ما تعشّى معه للتوّ، شخصٌ قد فكّر فيه كثيراً قد قُتل. |
Adam gazetesini okuyor ve kadının da köpeği yanında. | Open Subtitles | وهو يقرأ الصحيفة وقالت انها حصلت على كلبها. |
Ve biz Paris'teyken, gazete okuyan birini gördüm gazetede bir Doğu Alman askerinin fotoğrafı vardı. | Open Subtitles | وفي باريس رأيت شخص يقرأ الصحيفة وكان صورة لجندي الماني شرقي |
Başında kulaklık var, gazete okuyor Şapkası var, gözlükler, çantası var | TED | مثل هذا يضع سماعات اذن .. وذاك يقرأ الصحيفة وهذا يرتدي قبعة .. وتلك تملك حقيبة |
Evet, gazete okuyor. | Open Subtitles | أجل، وهو يقرأ الصحيفة. |
Ama o görevden gelip de Rice'ı maskesini tamir etmek yerine oturmuş gazete okuyor hâlde görünce bir kıllandım. | Open Subtitles | لكن مشاهدة (رايس) هناك بعد النداء يقرأ الصحيفة بدلاَ عن إصلاح جهاز التنفس أثار فيّ الفضول |