Adamı bir dinle Reid. Onun derdi, bizim de derdimiz. | Open Subtitles | فقط إستمع للرجل,ريد ما يقلقه يجب أن يقلقنا أيضا |
Kazanmak ve kaybetmek bizim sorunumuz değil. | Open Subtitles | النصر أو الهزيمة ليس ما يقلقنا |
Geri kalanı da bizim sorunumuz değil. | Open Subtitles | فليس هُناك ما يقلقنا. |
Şu anda sosyal medya ve dronlar ile tam da korktuğumuz şey bu. Tabii bir de cinsel mesajlaşma. | TED | وهذا بالضبط ما يقلقنا بجانب وسائل الاعلام والكاميرات الطائرة، وبالطبع، إرسال المحتوى الجنسي. |
Hepimizin endişelendiği bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم إنه ثمة شيء يقلقنا .جميعاً بشأن الحالة |
Evin hanımı bizi sakinleştirdi ve öğle yemeğine oturduk. | Open Subtitles | السيده التى كانت تعتنى بنا كانت دائماً ما تهتم بعدم وجود ما يقلقنا |
Eskiden DEA de olmuş olmanız da bizi kuşkulandırmıyor değil. | Open Subtitles | لا يقلقنا سوى كونك كنت عميلاً لدى إدارة مكافحة المخدرات كنت عميلاً في السابق |
Burası bizim umurumuzda değil. | Open Subtitles | هذا المكان لا يقلقنا |
Şu anda bizim en büyük endişemiz | Open Subtitles | وهذا ما يقلقنا في هذه اللحظه |
Jack'in başına gelecek talihsizlik bizim de başımıza gelir. | Open Subtitles | ما يقلق (جاك سبارو) يقلقنا جميعاً |
Altı hafta içinde demek endişelenmemiz gereken başımızdan aşkın bir şey var demek. | Open Subtitles | مما يعني في خلال ستة أسابيع, لدينا اقل من شيء واحد يقلقنا |
Beraber uyandığımız pazar sabahları, önümüzde, beraber geçireceğimiz koca bir gün dışında hiçbir şey yok. | Open Subtitles | الطريقة التي نصحى فيها ..بصباحِ الأحد ،ولاشيء يقلقنا .عدا أن نستمتع باليوم بأكمله |
Ama başkalarının da tam tersini söylediği duydum, bunun orta sınıf için başka bir seviye olduğunu, yapabildikleri şeyin yeni bir teknoloji tarafından ellerinden alınmasının aslında uğursuz bir şey olduğu ve hakkında endişelenmemiz gereken bir şey olduğunu söyleyenler... | TED | لقد سمعت أناس أخر يقولون على العكس من ذلك تماما، أن هذا هو صف آخر من الطبقة المتوسطة ستحل محلهم التكنولوجيا في شيء يستطيعون عمله، وهذا شيء ينذر بسوء. شيء يجب أن يقلقنا. |
Üreme ile ilgileniyordu -- bence bu hepimizi ilgilendiren bir şey -- ancak tavuklarda bunu ölçmek daha kolay, çünkü sadece yumurtaları sayıyorsunuz. | TED | كان مهتما بالانتاجية -انا اعتقد انه شيء يقلقنا جميعا- و لكن من السهل قياس الدجاج لأنك فقط تعد البيض. |
San Francisco banliyösünün bu kesiminde... bizi kaygılandıran şeyler oluyor. | Open Subtitles | عند تقاطع هذا الطريق في ضاحية سان فرانسيسكو ثمة شيء يقلقنا |
Söyleyeceğiniz hiçbirşey bizi üzemez. Biz MTV jenerasyonuyuz. | Open Subtitles | لا شيء تقوله قد يقلقنا نحن جيل قناة "ام تي في" |
Şimdilik bunlar bizi ilgiendirmez. | Open Subtitles | لاشيء من هذا يقلقنا للحظه |
bizi biraz altüst etti o kadar. | Open Subtitles | قد يقلقنا ذلك قليلا |