Onların yaşındayken, insanların söyledikleri son derece önemlidir. | Open Subtitles | فى عمرهما ، ما يقوله الناس يؤثر فيهما بشكل فظيع |
Önemli olan insanların söyledikleri değil, yaptıklarıdır. | Open Subtitles | ليس المهم ما يقوله الناس بل ما يفعلوا |
İnsanların söylediklerini yazıyorsun. Duyduklarını yazıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تكتبين ما يقوله الناس تكتبين ما تختلسين سماعه |
Ve ya insanların söylediklerini umursarız birbirimize yakışmadığımız doğrulanmış olur-- | Open Subtitles | و نحن يمكن أن لا نستسلم لما يقوله الناس بأننا ليس جيدين لبعضنا |
İnsanların dedikleri şeylere çok takılıyorsun. | Open Subtitles | أنتى تركزين فى كل ما يقوله الناس |
İnsanların dedikleri mi? | Open Subtitles | ما يقوله الناس ؟ |
İnsanların söylediklerine inanmamalısın. Ben inanmam. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تصدق كل ما يقوله الناس فأنا لا أفعل |
Önemli olan insanların söyledikleri değil, yaptıklarıdır. | Open Subtitles | ليس المهم ما يقوله الناس بل ما يفعلون |
Demek insanların söyledikleri gerçek! | Open Subtitles | إذن حقاً ما يقوله الناس |
Sadece bazen, çok nadir de olsa eski hâlime dönüp insanların söylediklerini yapmazsam beni sevmeyeceklerini sanıyorum. | Open Subtitles | وأنّه في بعض الأحيان فقط، ومن النادر جداً، أعود إلى شخصيتي القديمة، وأعتقد أنّني يجب أنْ افعل ما يقوله الناس |
İnsanların söylediklerini tekrar eder. Bu bir telafi etme mekanizması. | Open Subtitles | يردد ما يقوله الناس إنه تعويض ميكانيكي |
Suçlamaları, insanların söylediklerini kaldıramadı. | Open Subtitles | لمْ يتمكّن من تحمّل ذلك... الإتّهامات، ما كان يقوله الناس. |
Sanırım sadece insanların söylediklerine bu kadar önem vermeniz harika bir şey demek istedim. | Open Subtitles | فقط أردت القول ان هذا شيء رائع انك تهتم كثيراً لما يقوله الناس |
Sarah, insanların söylediklerine hiç inanmadı. | Open Subtitles | و (سارا) ، إنها لا تُصدق أبداً ما يقوله الناس على أى حال ... لكن أنت ، أردت منك |