Danny Witwer telefonda. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | داني ويتوير على الهاتف يقول أن الأمر هام |
Santa Rosa Hastanesi'nden Dr. Stillman. Bir arkadaşınız ile ilgili olduğunu söylüyor. İlaçlarını almayı reddediyor ve uyumayı kesti. | Open Subtitles | يقول أن الأمر يتعلّق بخصوص صديق لك يرفض أخد أدويته، وقد توقّف عن النّوم |
Medyada terör saldırısının neyi kapsadığı ile ilgili bir tartışma başlamadan biran önce açıklama yapmamızın politik olarak doğru olduğunu söylüyor ve ben de Ona.. | Open Subtitles | يقول أن الأمر أنسب من الناحية السياسية أن نفعل ذلك قبل بدء جدال طويل في الإعلام حول ما يعتبر عمل إرهابي |
Willie, Plank seni soruyor. Bizim çıkarımıza olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ويلى , انه "بلانك "يسأل عنك يقول أن الأمر يهمنا |
Telefonda birisi var. Mutfak ile alakalı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أحدهم على الهاتف يقول أن الأمر يخص "المطبخ" |
Her şeyin yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول أن الأمر برمته مجرد سوء فهم |
Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر هام. |
Onemli olduğunu söylüyor. Teşekkürler Neil. | Open Subtitles | يقول أن الأمر عـاجلاً |
Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر عـاجلاً |
Larry Levy'nin ofisi. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | مكالمة من مكتب (لاري ليفي)، يقول أن الأمر بالغ الإهمية |
Noah Banes hatta. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أنا آسفة، (نوح بينس) على الخط 1 يقول أن الأمر هام جداً |
Gizli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر سر. |
Ve önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر مهم |
Acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر عاجل |
Acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر عاجل |
Durumun basit olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر بسيط |
Durumun basit olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن الأمر بسيط |
- Evet. Acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | -نعم ، يقول أن الأمر عاجل |