Sınavları olduğunu söylüyor ama sanırım seni çok da özlüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه امتحانات، ولكن يبدو أنه اشتاق لكَ كثيرًا. |
O güne ait uçuş trafik raporlarının ve iletişim kayıtlarının kopyalarının olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه نسخ من تقارير المرور الجوي و شرائط مسجلة للمحادثات في ذلك اليوم |
Her hastalığa iyi gelecek bir tedavisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول أن لديه دواء يشفي من كل الأمراض. |
Evet, Tan'ın adamı konteynırda 20 kişinin kilitli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | نعم، رجل تان يقول أن لديه 20 فرد محبوسين في حاوية شحن |
Satışı durduracak delilleri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هو يقول أن لديه دليل بإمكانه إيقاف البيع. |
Hayır, kurbanın üzerinde görmek isteyebileceğimiz bir şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لا ، هو يقول أن لديه شيء ضد الضحية.. شيء جميعنا نريد رؤيته. |
Senin için büyük bir sürprizi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وهو يقول أن لديه مفاجأة كبيرة لك |
Profesör, bu bey sizinle randevusu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | سيدي الرجل يقول أن لديه موعد معك |
Bay Legree, bir planı olduğunu söylüyor, biz bir şey duymadık. | Open Subtitles | الآن سيد (ليجري) يقول أن لديه خطة إننا لم نسمع شيئاً.. |
Köstebeğimiz konusunda istihbaratı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه معلومات عن عميلنا المزدوج |
Sorunlarımıza cevabı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | و يقول أن لديه الأجوبة لكل مشاكلنا |
Beni serserinin tekini dövmekten alıkoymaya hakkı olduğunu söylüyor. - Evet, söylüyorum. | Open Subtitles | يقول أن لديه الحق أن .يمنعني من ضرب |
Elinde kanıtı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه دليل. |
Randevusu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه موعد |
Walter'ı tanırsın. İçinde bir his olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أنت تعرفين (والتر)، يقول أن لديه شعور ما |
Elinde önemli bilgiler olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه معلومات هامة |
Günlüğü olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه دفتر اليوميات |
Elinde sağlam kanıt ve bir isim olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه دليل قوي و إسم, |
Ama Drill sana çok önemli bir mesajı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لكن "دريل" يقول أن لديه رسالة مهمة لك |
Reddington, bir bağlantısı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ريدينغتون) يقول أن لديه اتصال) |