Sizi görmek için buralarda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وهو يقول إنه كان في الطريق ليراكِ، هل هذا صحيح ؟ |
Babam ayıp yerinin "uf" olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أبي يقول إنه هاييني حسناً يكفي مشاهدة التلفاز |
O saatte evde yatağında olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه كان نائماً في منزله عند وقوع الجريمة |
- Stan Grossman teklifini inceledi. Hoş olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ستان غروسمان درس اقتراحاتك وهو يقول إنه جيد |
-O Big Red ile iyi olduğunu söyledi. -Ve sende inandın? | Open Subtitles | ـ إنه يقول إنه جيد مع الأحمر الكبير ـ وأنت تصدق هذا ؟ |
Vincent Shore Club'da yakaladık. Tatilde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | التقطت فنسنت هنا في شاطئ نادي . يقول إنه في إجازة. |
Buna inanamıyorum. Doğu Hava Tapınağı'nda yaşayan bir adam varmış. Bir Guru olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لا أصدق ، هناك رجل يعيش في معبد الهواء الشرقي ، يقول إنه مرشد روحي |
İçeri girmek istiyor. Baban olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه والدك هل عليّ وضعه على القائمة؟ |
Otopsi sonucu henüz çıkmadı, ama hislerim bunun cinayet olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | نتائج التشريح لم تخرج بعد، لكن حدسي يقول إنه قُتِل. |
Bir Rus. FSB'den olduğunu söylüyor ama başka bir şey söylemiyor. | Open Subtitles | يقول إنه رجل أعمال ولكن لا يريد أعطائنا المزيد. |
Bazıları bunun kadim bir savaşta kırılan meşhur bir silah olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | البعض يقول إنه سلاح عظيم كُسر في معركة القديمة |
İsimleri hatırlamanın beyin hücrelerini ziyan etmek olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه أهدار لخلايا الدماغ أنّ تقوم بتذكير الأسماء. |
Mil sayacının çıkış kaydıyla tutarlı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تيلفور" يقول إنه وفقاً لسجل المغادرة" فعدّاد المسافات متطابق |
Harry bu fiılmin 300 spartalı'nın ucuz bir kopyası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حسنا ... هاري يقول إنه شاهد في الاخبار ان فلم 300 هو من اكثر الافلام انحدارا |
Gezegenin olasılık haritası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه خريطة احتمالية للكون. |
Yakaladığı şeyin tamamen şans olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه كان حظاً خالصاً أنه وجد شيئاً. |
Fayans işinde olduğunu söyledi ama bundan emin değilim. | Open Subtitles | يقول إنه يعمل في مجال البلاط، ولست متأكداً من ذلك. |
Lord Henry onun Mısır'ın 73 tanrısından birisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إن لورد " هنري " يقول إنه أحد الآلهة ال 73 العظيمة لمصر ألا يخيفك ؟ |
Lakin Featherstone tanıştığı en yetenekli palavracılardan biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكن (فاثرستون) يقول إنه أحد المزودين الأبرع الذين قابلهم يوماً |
Emlakçı bekar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و " السمسار العقاري " يقول إنه أعزب |
Hayır, özel olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا, يقول إنه أمر شخصي |