Bilirsin, Simmons senin NID'nin iyi ününü lekeyenlerden biri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تعرف، سيمونس يقول بأنك الذي لطخ الاسم الجيد لإن آي دي. |
Pasaportun senin John McDonald olduğunu söylüyor, ve Julie ile asla karşılaşmadın. | Open Subtitles | جواز سفرك يقول بأنك تدعو جون ماكدونالد وجولي ما قابلتك |
Herkes senin hızlı ve güçlü olduğunu söylüyor. Dün gece göremedim. | Open Subtitles | الجميع يقول بأنك سريع وقوي جداَ ولكني لم أرك كذلك ليلة البارحة |
Seni gördüğünde sinirlendiğini söyleyen bir tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا شاهد يقول بأنك كنت غاضبة عندما قدمتي |
Kardeşim harika bir doktor olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | أخي يقول بأنك طبيب عظيم. لقد أنقذت حياته في أحدى المرات. |
Senin bölükteki en iyi asker olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول بأنك كنت أفضل رجل في الوحدة |
Sekreterim FBI'dan olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | موظف الإستقبال يقول بأنك من المباحث الفيدرالية؟ |
Bi rşey bana birkaç harika tavsiye almak üzere olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | شيء ما بداخلي يقول بأنك ستحصل على نصيحةٍ ممتازة |
Adamın biri bir kaçırma olayıyla ilgili bilgin olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هناك شخص في الخارج يقول بأنك قد تعرف شيء عن اختطاف |
Kendisine 575 dolar borçlu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنك تدينه 575دولار من آخر مرة. |
Martin. Sean sağlam biri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إذاً , "مارتن" , "شون" هنا يقول بأنك رجل جيد. |
Takip cihazı senin tam şu an bulunduğun yerde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | المتعقّب يقول بأنك واقفٌ في مكانك. |
Ama sen Otto Goodwin'sin, ve herkes senin bir dahi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ولكنك أوتو غوديون والكل يقول بأنك نابغة |
Herkes senin gelmiş geçmiş en iyi aşçı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الكل يقول بأنك أفضل طباخة |
Profesörün senin adeta süper dahi falan olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | -استاذك يقول بأنك العبقري الوحيد |
Senin itiraf ettiğini söyleyen adam... | Open Subtitles | إذا هذا الرجل يقول بأنك أعترفت له |
Benim evladım olmadığını söyleyen bir şey görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترى أي شيء يقول بأنك لست طفلي؟ |
Dr. Campbell'in tahlil sonuçlarını tekrar etiketlediğini söyleyen bir telefon aldım. | Open Subtitles | تلقيت إتصال من المعمل يقول بأنك أعدت تعيين نتائج " فحص الدكتور " كامبل |
Deacon sizin iyi biri olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | الشمّاس يقول بأنك رجلٌ صالح |
Herkes sizin en iyisi olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | الجميع يقول بأنك الأفضل |
Bob, tam bir dâhi olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | (بوب) يقول بأنك عبقري |
Patronum iş için doğru adamın sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | رئيسى يقول بأنك الرجل المناسب للمهمه |
Yetkili dedektif sizin, evin sahibi olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | المحقق المسئول يقول بأنك المالك |