Bırak işlerini yapsınlar. Oraya giden uçak yok. | Open Subtitles | مركز مراقبة الأمراض يعالج الأمر دعهم يقومون بعملهم |
Bizim bu beylerle herhangi bir anlaşmazlığımız yok işlerini yapıyorlar | Open Subtitles | ليس لدينا اختلاف مع هؤلاء يقومون بعملهم و كل سخافاته |
Ama bir dahaki sefere lütfen kanıtı bulduğunuz yerde bırakın ve deneyimli uzmanların işlerini yapmalarına izin verin. | Open Subtitles | لكن في المرة القادمة,رجاءً اتركن الأدلة في مكانها واتركن الخبراء المحترفين يقومون بعملهم |
Onların işlerini yapmasına izin verirsen hala bir şansın olabilir. | Open Subtitles | مازال لديك الفرصة، إن تركتهم يذهبون؛ إن تركتهم يقومون بعملهم |
Polisler sadece işini yapıyor çocuklar. Babanıza dönmelisiniz... | Open Subtitles | رجال الشرطة يقومون بعملهم يا حبيبتي عليكي أن تعودي لوالدك |
Bu arada bırak polis işini yapsın sen sadece kendine odaklan. | Open Subtitles | حالياً ، أجعلِ الشرطة يقومون بعملهم و أنتِ فقط ركزِ على العناية بنفسكِ |
Yardımım için teşekkür ettiler ve eve gidip onların işini yapmalarına izin vermemi istediler. | Open Subtitles | لقد شكروني على مساعدتي لهم و, أخبروني أن أعود للبيت وأدعهم يقومون بعملهم |
Hayır, Ray. Polislik görevlerini yapıyorlardı, ne olsun ki? | Open Subtitles | لا , ( راي ) , لقد كانوا يقومون بعملهم فحسب , أتعلم ؟ |
Biraz durun çocuklar. İki saniye bekleyin. Bırakın işlerini yapsınlar. | Open Subtitles | انتظروا لحطة يا رفاق دعوهم يقومون بعملهم |
- Cameron, ben ERT Amiri Bradley. Ekibim yerlerini aldı. Bırak işlerini yapsınlar. | Open Subtitles | "كاميرون" هذا القائد "برادلي" فريقي في موقعه ، دعيهم يقومون بعملهم |
House, bırak da işlerini yapsınlar. | Open Subtitles | هاوس، دعهم يقومون بعملهم |
Diğer muhabirler her seferinde onları kurtarmam gerekmeden işlerini yapıyorlar. | Open Subtitles | الصحفيين الآخرين يقومون بعملهم دون الحاجة لإنقاذهم في كل مرة. |
Bak, bunun için üzgünüm. Polisler, sadece işlerini yapıyorlar. | Open Subtitles | اسمعني، أنا آسفة بشأن هذا رجال الشرطة يقومون بعملهم وحسب |
Ben yanlış bir şey yapmadım. Onlar da sadece işlerini yapıyorlar. | Open Subtitles | لم أفعل أي شيء خاطئ انهم يقومون بعملهم فقط |
Ama ilk önce polislerin işlerini yapmalarına izin vermen gerekiyor. | Open Subtitles | لكن عليك أن تدع رجال الشرطة يقومون بعملهم أولا |
- Konuşmayı kes. İşlerini yapmalarına izin ver. | Open Subtitles | لا تتحدث صديقى دعهم يقومون بعملهم |
O zaman neden onların işlerini yapmalarına müsaade etmiyoruz. | Open Subtitles | لماذا لا أتركهم يقومون بعملهم ؟ |
Buradaki insanların işlerini yapmasına izin vermeliyiz. | Open Subtitles | علينا, علينا أن نترك هؤلاء يقومون بعملهم |
Belki de Walker haklıdır.Belki burada kalıp, profesyonellerin işlerini yapmasına izin vermeliyiz. | Open Subtitles | لكن ربما معه حق علينا البقاء وترك المحترفين يقومون بعملهم |
Bu bölümde çalışan 84 işçim var... ve herkes başını önüne eğip işini yapıyor. | Open Subtitles | لدي 84 عامل في هذا القسم وكلهم يقومون بعملهم بأكمل وجه |
Bırakalım da, tehlikeli madde görevlileri işini yapsın! | Open Subtitles | فقط أتركوا رجال البدلات الواقية يقومون بعملهم |
Doktorların işini yapmalarına izin vermek zorundayız. | Open Subtitles | علينا أن نترك الأطباء يقومون بعملهم |
Hayır, Ray. Polislik görevlerini yapıyorlardı, ne olsun ki? | Open Subtitles | لا , ( راي ) , لقد كانوا يقومون بعملهم فحسب , أتعلم ؟ |
Tatlım, bırak da abiler işlerini yapsın. | Open Subtitles | عزيزى، دع رجال الإطفاء اللطفاء يقومون بعملهم |