Marco hakkında yalan söylemiyormuş. Aşağıda, yerde yatıyor. | Open Subtitles | لم يكن يكذب بشأن ماركو إنه تحت على الشارعِ |
Fakat ağrıları hakkında yalan söylemiyor. | Open Subtitles | لكنه لا يكذب بشأن الألم إنه يحتاج للعلاج |
Kimseye söyleme dememe rağmen Jenny hakkında yalan söylemiyorsa,... onun karşısına "Seni seviyorum"dan daha iyi bir yanıtla çıkmalıyım. | Open Subtitles | هذا جنون وحتى لو كان يكذب بشأن اخبار جيني |
Uh,en başından beri bu konuda yalan söylediklerini düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت منذ البدايّة أنّهما يكذب بشأن هذا الأمر |
Yolculuğu saklamadığı halde neden esrar konusunda yalan söylesin ki? | Open Subtitles | لماذا يصارحنا بأمر الرحلة لكن يكذب بشأن التدخين؟ |
Ve tiki çocuğun parayla ilgili yalan söylemediğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | وكيف لنا أن نعرف الصبي بربي ان كان لم يكذب بشأن المال؟ |
Karısı, iş gezileri hakkında yalan söylediğini biliyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تعرف إنه كان يكذب بشأن رحلته التجاريه |
Bir andaval cinsel hayatı hakkında yalan söyler diğer dangalağın Ferrari'si senelerdir "tamirde"dir ve üç numaralı şavalağın da, gösteri sürücüsü olmasına rağmen golf arabasında geri geri gidince midesi bulanır. | Open Subtitles | لماذا؟ غبي يكذب بشأن حياته الجنسية الأبله الاخر لديه سيارة فيراري بالتصليح منذ سنوات |
Bir dakika, roman hakkında yalan söylemiş. | Open Subtitles | انتظر دقيقة, حسناً, إذاً كان يكذب بشأن الرواية |
Sonra tekrar televizyona çıkacak, geçmişi hakkında yalan söylediğini söyleyecek çünkü annesini korumak isteyen korkmuş, ufak bir çocuktu. | Open Subtitles | ويخبر الجميع، إنه كان يكذب بشأن ماضية بالفعل لأنه كان مجرد طفل صغير خائف يحاول حماية والدته |
O zaman fasulye hakkında yalan söylemiş. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه كان يكذب بشأن امتلاكه لحبّة فاصولياء |
O sivri kulaklı orospu çocuğu çığ hakkında yalan söylüyor. | Open Subtitles | وذلك الساقط مدبّب الأذن يكذب بشأن الهيار الجليديّ. |
Evet, hem o konuda yalan söylediğini söyledi ya seni moron. | Open Subtitles | و قال أنه كان يكذب بشأن هذا أيها الأحمق |
Böyle bir konuda yalan söyleyeceğini asla düşünmüyorum. | Open Subtitles | لذا لاأظن ابدا انه يكذب بشأن هذا |
İki: Bu konuda yalan söylüyor. | Open Subtitles | ثانياً، يكذب بشأن هذا. |
Elbette ilaçlarla tetiklenmemişse. EPO konusunda yalan söyledi. | Open Subtitles | إلا إن كان من المخدرات كان يكذب بشأن إلايرثروبوين |
Benimle tanıştığı gece konusunda yalan söylüyor. Neden bilmiyorum. | Open Subtitles | إنـه يكذب بشأن مقابلتـي تلك الليلـة لا أعلـم السبب |
Dedektifin bilezik konusunda yalan söylemediğinden nasıl eminsin? | Open Subtitles | فكيف تتيقّنين من أنّ المحقّق لم يكن يكذب بشأن السوار؟ |
Elbette birimizin temel programıyla ilgili yalan söylediğini farkediyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم، بالطبع،أ ن أحدنا يكذب بشأن برنامجه القاعدي |
Ölmüş sevgilisinden aldığı hediye ile ilgili yalan söyleyen biri... | Open Subtitles | ...إن من يكذب بشأن هديّة من حبيبته الميتة |
Bir insan tarihin en büyük hazine filosunun parçası olmak varken neden yalan söylesin? | Open Subtitles | الآن، لماذا يكذب بشأن أن يكون جزء من أسطول الكنز الأعظم في التأريخ؟ |