Erkek arkadaşımın 1983'e yetkisiz yasa dışı bir yolculuğa çıkması ve bana haber vermeye zahmet bile etmemiş olması dışında. | Open Subtitles | حسناً، إلا أن صديقي أقلع برحلة غير مصرح بها. رحلة غير شرعية إلى عام 1983 ولم يكلف نفسه عناء أخباري. |
Yedek jeneratör almaya zahmet bile etmedin mi? | Open Subtitles | بحق الجحيم لم يكلف نفسه عناء لشراء المولادات الاحتياطيه |
Demek istediğim, nasıl bir adam tüm ailesini uykusunda katleder ve cinayet silahındaki kanı temizlemeye zahmet etmez? | Open Subtitles | أعني أي نوع من الرجال يذبح عائلته كلها أثناء نومه ومن ثم لا يكلف نفسه عناء غسل الدماء عن سلاح الجريمة؟ |
Ama buradan kurtulmak için zahmet etmeyin hiç. | Open Subtitles | ولكن لا يكلف نفسه عناء محاولة مكافحة طريقك للخروج من هذا. |
Aynı zamanda torununu görmeye hiç zahmet etmemiş ırklı bir pislik. | Open Subtitles | وهو أيضاً عنصري أحمق الذي لم يكلف نفسه عناء رؤية حفيده أبداً |
zahmet etmeyin. | Open Subtitles | حتى لا يكلف نفسه عناء. |
Cesedi saklamaya zahmet etmemiş. | Open Subtitles | لم يكلف نفسه عناء اخفاء الجثة |