Bu bir zincir testere adam değildi. Hâlâ benim için bir sır. | Open Subtitles | هذا لم يكن رجل سلسلة المنشار هو لا يزال غامضاً بالنسبة إلي |
Earl kötü bir adam değildi, bana ne vurdu, ne de kötü davrandı. | Open Subtitles | أيرل لم يكن رجل سئ أنه لم يضربنى أبداً أو أى شئ مثل هذا |
Büyükelçi Krazluv büyük bir adam değildi. Vins bija suns, köpeğin tekiydi. | Open Subtitles | السفير كارزلوف لم يكن رجل عظيم لقد كان كلب |
İsveç'te çok ünlü bir yazardı, ama iyi bir aile adamı değildi. | Open Subtitles | كان روائي شهير للغاية في السويد لكن لم يكن رجل عائلة جيد |
Sonunda yenildi, ama bir erkeğe değil, bir kadına da değil. - Onu yenen denizdi! | Open Subtitles | لقد أنسكرت فى النهاية لكنه لم يكن رجل أو امرأة |
Baban kötü biri değildi Yuri. Yuri dememde sakınca yoksa. | Open Subtitles | أبوك لم يكن رجل سيئ يوري لو سمحت لي أن اطلق عليك يوري |
Hâlbuki o yaşlı bir adam değildir. | Open Subtitles | لكنه لم يكن رجل عجوز. |
Hayır, kesinlikle "Yağmur Adam" değildi. | Open Subtitles | لا , بالتأكيد لم يكن رجل المطر بالتأكيد لم يكن رجل المطر |
Yaralı bir tavşanı çitin arkasında bırakacak bir adam değildi. | Open Subtitles | هو لم يكن رجل يترك أرنب مجروح على الجانب الخطأ من السياج |
Babam çok okuyan bir adam değildi ama insan anatomisi hakkında birkaç şey bilirdi. | Open Subtitles | أبي لم يكن رجل متعلم ولكن كان يعلم بعض الأشياء عن علم تشريح الانسان |
Hayır, kesinlikle "Yağmur Adam" değildi. | Open Subtitles | لا , بالتأكيد لم يكن رجل المطر |
Ömrünü demir parmaklıklar ardında tüketmiş bir adam değildi. | Open Subtitles | لم يكن رجل يقضي حياته خلف القضبان |
Onunla vaktimi boşa harcadım. adam değildi. | Open Subtitles | أضعت وقتي معه لم يكن رجل حقيقي |
Büyükbabam huysuz bir adam değildi. | Open Subtitles | جدي لم يكن رجل متوسط. |
Yağmur adam değildi. | Open Subtitles | بالتأكيد لم يكن رجل المطر |
Francis kötü bir adam değildi. | Open Subtitles | فرانسس لم يكن رجل سيء |
Bu genç adam bir politikacı değildi, bir iş adamı değildi, bir insan hakları savunucusu veya dini bir lider değildi. | TED | لم يكن هذا الشاب سياسيًا لم يكن رجل أعمال أو ناشطًا للحقوق المدنية أو قائد لمعتقد ديني. |
Rozetleri vardı ama hiçbiri kanun adamı değildi. | Open Subtitles | لقد كانوا يرتدون شارات ولكن أحد منهم لم يكن رجل قانون |
der. İngiliz filozof Bertrand Russell bir din adamı değildi, ancak ' Kötülük bizim kalbimizde yatıyor ve bunu kaplerimizden çıkarmalıyız.' | TED | الفيلسوف البريطاني برتراند راسل لم يكن رجل دين لكنه قال في قلوبنا يكمن الشر ومن قلوبنا.. يجب أن يستأصل ومن قلوبنا.. يجب أن يستأصل |
Sonunda yenildi, ama bir erkeğe değil, bir kadına da değil. | Open Subtitles | لقد أنسكرت فى النهاية لكنه لم يكن رجل أو امرأة ! |
Ağabeyim kötü biri değildi. | Open Subtitles | أخي لم يكن رجل سيء |
Hâlbuki o yaşlı bir adam değildir. | Open Subtitles | لكنه لم يكن رجل عجوز. |