Yeterince güçlü değildi, bu yüzden harcandı. Hepsi bu. | Open Subtitles | لم يكن قوياً ، بما فيه الكفاية لذلك ضاع ، هذا كل شيء |
Neden işe yaramadı? Çünkü yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | لم يعمل لأنه لم يكن قوياً بمَ فيه الكفاية. |
İnancım yeteri kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | إن إيمانى لم يكن قوياً بما يكفى |
Helen, o hapishanede yaşayabilecek kadar güçlü değildi. Bu, onun hemen hemen ölmesi demekti. | Open Subtitles | لم يكن قوياً بما يكفي لكي يكون في السجن |
Tam zamanında. Anlaşılan inancı çok güçlü değilmiş. | Open Subtitles | جئتي في الوقت المناسب إيمانه لم يكن قوياً كفاية. |
Mesajın telsizle gönderildiği çok açık ve benim alıcım mesajın tümünü alacak kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | وجهازي لم يكن قوياً كفاية ليستقبل الرسالة بأكملها وعليه... |
Bedenim, yalnızca yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | وجسمي لم يكن قوياً بما يكفي |
Yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | . لم يكن قوياً كفاية |
-O kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | -لم يكن قوياً جداً . |
Yarasaya yapması için bir şans vermiştim ama yeterince güçlü değilmiş. | Open Subtitles | أعطيت الوطواط فرصة للنزال ولكنه لم يكن قوياً كفاية |