emin değildi, çünkü ona benzeyen bir sürü adam getirdiler. | Open Subtitles | لم يكن متأكد لأن كان يتواجد الكثير من المُشتبهه بهم |
Yaklaşıyorum... Hangisinin diyet olduğundan emin değildi, o yüzden bir yudum aldı. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لم يكن متأكد أيهم بدون سكر، لذا أخذ رشفة |
Onları itiraf etti ama sizin hayatta olduğunuzdan emin değildi. | Open Subtitles | اعترف، لكنه لم يكن متأكد من أنكم لا تزالون على قيد الحياة |
Kendini iyileştirebileceğinden emin değildi. | Open Subtitles | لم يكن متأكد بأنه قادر على معالجة نفسة |
Narcisse'nin aklındaki uygun olmayan yöntem her neyse parayı alabileceğinden emin değildi. | Open Subtitles | نارسيس لم يكن متأكد انه يستطيع جلب المال بأي طريقة غير لائقه - ان لديه فكره .. |
Olay da bu. Luc emin değildi. Gerçi, Jack'in düşüncesi-- | Open Subtitles | إنها فقط ( لوك ) لم يكن متأكد ويعتقد( جاك)أيضاً... |
Ramon emin değildi. Sürekli fikir değiştiriyordu. Adam şöyleydi, adam böyleydi diye sürekli bir şeyler söylüyordu. | Open Subtitles | (رامون) لم يكن متأكد من أي شيء كان يغير رأيه طوال الوقت |
Kardeşim sen olduğundan emin değildi. | Open Subtitles | اخي لم يكن متأكد من انه انت |
Mike o kadar emin değildi. | Open Subtitles | مايك) , لم يكن متأكد جداً) |
Niners konusunda da emin değildi. | Open Subtitles | (لم يكن متأكد بشأن (الناينرز |