Affersin Mirza, diğer aşıklar gibi değildi. | Open Subtitles | المعذرة, ميرزا لم يكن مثل العُشاق الأخرون. |
Ama ben, annemi görmeye gittim ve hiç beklediğim gibi değildi. | Open Subtitles | لَكنِّني ذَهبتُ لرُؤية أمي، و لم يكن مثل ما توقعت |
Ve bunlar sigorta formları gibi değildi. | Open Subtitles | وأنه لم يكن مثل التأمين أشكال و أشياء من هذا القبيل . |
Ama benim dönemim seninki gibi değildi. | Open Subtitles | إلاّ أنّ وقتي لمْ يكن مثل وقتكِ. |
Sadece kardeşim sıradan insanlar gibi değildi. | Open Subtitles | فقط أخي لم يكن مثل الناس العاديين. |
O diğer çocuklar gibi değildi. | Open Subtitles | ولكنه لم يكن مثل بقية الصبية |
Diğer çocuklar gibi değildi. | Open Subtitles | لم يكن مثل باقي الأولاد |
Diğer çocuklar gibi değildi. | Open Subtitles | لم يكن مثل باقي الأولاد |
Eski günlerdeki gibi değildi bu. | Open Subtitles | لم يكن مثل الاوقات القديمه علي الاطلاق! |
Hayal ettiğim gibi değildi. | Open Subtitles | فعلنا ذلك لم يكن مثل ماتخيل |
Diğer Earp varisleri gibi değildi. | Open Subtitles | ولم يكن مثل ورثة إرب أخرى. |
Baban gibi değildi. | Open Subtitles | لم يكن مثل أبيكم. |
Bu önceki gibi değildi Margaret. | Open Subtitles | (هذا لم يكن مثل السابق يا (مارجريت |
- Ama normal fare gibi değildi. - Sessiz ol. | Open Subtitles | "لكن لم يكن مثل الفأر الطبيعي، كان..." |