Suratsızın teki olduğunu düşünüyorsundur. Aslında böyle değildi. | Open Subtitles | لابد أنك تظنيه بائس,و لكنه لم يكن هكذا من قبل |
Çünkü Yahudiler'e karşı yaklaşımları böyle değildi. | Open Subtitles | لماذا؟ لان التفكير لم يكن هكذا من قبل بخصوص اليهود |
Daha önce aşkı bildiğimi sanıyordum, ama böyle değildi. | Open Subtitles | لقد اعتقدت اننى عرفت الحب من قبل ولكنه لم يكن هكذا |
Ama belki de hiç öyle olmadı. | Open Subtitles | لكن ربما لم يكن هكذا على الاطلاق |
Kalpsiz biri gibi göründüğü biliyorum, ama her zaman böyle değildi. | Open Subtitles | أعرف أنه يبدو قاسياً و لكنه لم يكن هكذا دائماً |
Bu böyle değildi. Birisi buradaymış. | Open Subtitles | لم يكن هكذا من قبل لقد كان أحدهم هنا |
Son sevgilim böyle değildi. | Open Subtitles | إن حبيبي السابق لم يكن هكذا لقد كان الأسوء! |
Son sevgilim böyle değildi. | Open Subtitles | حبيبي الاخير لم يكن هكذا كان الاسوء |
İkiniz de farklı bir insandan bahsediyorsunuz. Beñat böyle değildi. | Open Subtitles | إنّكما تختلقان شخصاً آخر خيالي بينيت) لم يكن هكذا أبداً) |
Bundan. Sen gelmeden önce böyle değildi. | Open Subtitles | ذلك، انه لم يكن هكذا الى ان ظهرتم انتم |
Her zaman böyle değildi. Eskiden üst katta kendi odası vardı. | Open Subtitles | لم يكن هكذا كانت له غرفته في المنزل |
Annem öldüğünde böyle değildi. | Open Subtitles | حينما توفيت أمي لم يكن هكذا. |
Ama hep böyle değildi. | Open Subtitles | ولكنه لم يكن هكذا |
Ama hep böyle değildi. | Open Subtitles | ولكنه لم يكن هكذا |
Ancak, her zaman böyle değildi. | Open Subtitles | لكن لم يكن هكذا الحال سابقا |
Ama öyle olmadı. | Open Subtitles | و لكن الامر لم يكن هكذا |