Ve o yalnız değildi, ona yardım edecek arkadaşlara sahipti. | Open Subtitles | ولم يكن وحده ، لقد كان لديه أصدقاءه الذين يساعدوه |
O kruvazörü koruyan iki Wraith vardı ve o yalnız değildi. | Open Subtitles | كان اثنان من الرايث يحرسان المركبة ولم يكن وحده. |
Ama Lehman yalnız değildi. | Open Subtitles | و لكن ليمان لم يكن وحده لويد بلانكفين مدير جولدمان ساكس |
Projeyi finanse etmelerini sağlamış ve yalnız değilmiş. | Open Subtitles | لقد جعلهم يمولون المشروع و لم يكن وحده |
yalnız değilmiş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أنه لم يكن وحده |
Çünkü büyükbabam yalnız değildi. | Open Subtitles | لأن جدي لم يكن وحده من الآخرون ؟ |
Son vakitlerinde yalnız değildi. | Open Subtitles | لم يكن وحده في لحظاته الأخيرة. |
Öyleyse yalnız değildi. | Open Subtitles | إذن لم يكن وحده |
- Hayır! - yalnız değildi. Arkadaşı da vardı. | Open Subtitles | لا لم يكن وحده بل مع صديق |
Belki de arabada yalnız değildi. | Open Subtitles | ربما لم يكن وحده في السيارة |
Ama yalnız değildi. | Open Subtitles | لكنه لم يكن وحده. |
yalnız değildi. | Open Subtitles | لم يكن وحده. |
yalnız değildi. | Open Subtitles | لم يكن وحده. |
- İşin kötüsü, adam yalnız değilmiş. | Open Subtitles | -الخبر السيء إنه لم يكن وحده |