Delikanlı suç işlendiği sırada silah taşımıyordu. | Open Subtitles | سيدي القاضي الفتى الشاب لم يكن يحمل سلاحاً خلال عملية الجريمة |
Kimlik taşımıyordu. Cebinde sadece anahtarlar ve bozuk para vardı. | Open Subtitles | لم يكن يحمل أي هوية، كل ما كان في جيبه هو مفاتيح و بضعة فكات. |
- Belki de bir şey taşımıyordu. | Open Subtitles | ربما لم يكن يحمل شيئا - و ربما كان يحمل - |
Silah taşımıyordu yumuşak bir ses tonu vardı adının Drago Kanlıyurk olduğunu ve amacının insanları ejderhaların zulmünden kurtarmak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لم يكن يحمل أي سلاح وكان يتكلم بهدوء ويقول إن اسمه "دراغو بلودفيست"، وإنه رجل الشعب |
- Belki de bir şey taşımıyordu. | Open Subtitles | لكنه ربما لم يكن يحمل شيئا |
Yan tarafında silah taşımıyordu. | Open Subtitles | لم يكن يحمل سلاحه الشخصيّ |